Tek
Bacaklı Yolcu, kalabalıkların içinde yalnızlık çekmenin,
hükümleri bitmek bilmeyen zalim rejimlerin ve sürekli gözetlenmenin açtığı
yaralar ile yaşamda yürümenin, yabancılaşmanın
yonttuğu gözlerle içe ve dışa bakmanın, şu tuhaf dünyayı bir bütün olarak görme
yetisini yitirmenin öyküsü.
Herta Müller’in Romanya’dan Batı Berlin’e
göçtükten sonra yazdığı ilk roman olan Tek
Bacaklı Yolcu, bireyin kaldırımlarda yankılanan adımlarını nihai bir hedefe
değil, iç dünyasına çeviren, şiirsel bir metin. Gidişlerin kolay, varışların
sancılı olduğu, kentlerin sürekli bükülüp açıldığı ve gönderilen mektupların
posta kutularına düşer düşmez dağıldığı bir atmosferde, kendine, dünyaya,
yaşama yabancı... Yolcular daima ağır yaralı.
Direnmek, bireyin tek silahı.
(Görselde, Katja Schenker'e ait bir iş: Nougat.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder