2 Ocak 2013 Çarşamba
Ölümden sonra yaşam
S: Düşmanlarınızın eleştirileri karşısında gözyaşı döktüğünüz oldu mu?
Roberto Bolaño: Çoğu kez. Ne zaman birileri hakkımda olumsuz şeyler söylese ağlamaya başlarım ben, kendimi yerlere atarım, kaşınmaya başlarım, yazmaktan bütünüyle vazgeçerim, iştahım kapanır, daha az sigara içerim, spor yapmaya başlarım, deniz kıyısında yürüyüşe çıkarım -deniz evime otuz metre uzaklıkta zaten- ve ataları Ulysses'i yemiş olan balığı yemiş olan martılara sorarım: Neden ben? Neden? Ben size kötü bir şey yapmadım.
S: Yazarın ölümü sonrasında* yayımlanan eserler sizde ne gibi duygular uyandırıyor?
Roberto Bolaño: Ölümü sonrasında.* Romalı bir gladyatörün ismi gibi geliyor kulağa, yenilmez bir gladyatörün... En azından o zavallı buna inanmak ister. Onu cesaretlendirir.
(İngilizce gerçekleşen söyleşide kullanılan kelime (*): posthumous. Gladyatörü Posthümoz adıyla tahayyül edebiliriz dolayısıyla. Söyleşi Bolaño'nun ölümünden hemen önce Playboy ile yapılmış. Altını çizmek gerek: Bolaño'nun eserlerinin çoğu ölümünden sonra İngilizceye çevrildi; ölümünden sonra 2666 adlı dev romanı da dahil olmak üzere (Okudunuz mu? Okuyun!) 6 kitabı orijinal dilinde yayımlanmış. Diorama isimli bir metin ise, söylenenlere göre sırada bekliyor. Ölümden sonra yaşam, en azından kitaplar söz konusu olduğunda... mümkün! Görselde solda Bolaño'nun sandalyesi, sağda ise Rimbaud'nun çatalı ve kaşığı; fotoğrafları çeken: Patti Smith, kaynak: NY Times.)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Son günlerde en merak ettiğim kitap 2666'ydı zaten, bu yüzden Roberto amcanın diğer kitaplarına bakınca gördüm ki Metis, evveliyatında 3 kitabını yayımlamış zaten. Şimdi o kadar okuma yoğunluğumda bir de 2666'ya başlayayım. Vay bana vaylar bana.
YanıtlaSilKeyifle ve hüzünle okunan bir kitap ingilizce simi ile "Between Paranthesis", son sayfalarında ise bu söyleşiyi bulmak burukluk verdi okurken. Türk okurları inşallah okuma şansına erişir bu konferans, söyleşi ve köşe yazılarını.
YanıtlaSil