22 Haziran 2017 Perşembe

Yaban!


Kimi kitapları anlatmak, gördüğünüz bir rüyayı anlatmaya benzer ve ustalık gerektirir. Yankı Enki, bu haftaki Cumhuriyet Kitap'ta Shirley Jackson'ın rüya alemine uzanmış ve yazarın iki romanı Tepedeki Ev ile Biz Hep Şatoda Yaşadık'ı ele alarak Jackson'ın temellerini yasladığı yuva kavramına bakmış. Enki, şöyle bitiriyor 'Çöken Evler, Hayalet Aileler' başlıklı bu geniş ve ustalıkla kaleme alınmış yazıyı: "Shirley Jackson'ın her iki romanında da aile, bir harabedir."

Eğer hala tanışmadıysanız, Shirley Jackson'ın rüyasına Biz Hep Şatoda Yaşadık ile başlayarak uzanabilirsiniz.

Temennimiz: Enkazlardan fışkıran yabani otları seviniz.

(Görsel Spencer Byles'a ait; Bored Panda'dan alıntı.)

9 Haziran 2017 Cuma

N-n-n

Gece öyküleri: Iggy Pop'la uykudan önce Edgar Allan Poe saati. Poe demişken, 221B bu sayısını Poe'ya ithaf etmiş, Seda Ersavcı'nın kaleme aldığı Kandan ve Kireçten Şarkılar yazısını kaçırmayın. Iggy Pop dedik madem, o zaman buraya, Jim Jarmusch'un yanına: Gimme Danger.  Bu arada Iggy Pop neden t-shirt giymiyormuş? Çünkü üzerine bir şeyler giydiğinde kendini 'kaybolmuş gibi' hissediyormuş. Neyse, Iggy Pop'un Fransız romancı Michel Houellebecq ile dostluğu için buraya, o dostluğun meyvesini dinlemek, kulaklarınızdaki pası biraz silmek için buraya. Bu paragraf sarmalına son vermeden önce yine kendime bir bağlantı vereyim ve Houellebecq'in kaçırılmasını anayım; üzerine de bahis konusu belgeselin bağlantısını düşeyim. Kapanışta yine Houellebecq ve Türkçedeki kitapları.  

Bazen, bir şeylere canım sıkıldığında, pek çok insan gibi ben de internetin dehlizlerinde oradan oraya savrularak avunuyorum sevgili blog okuru. Şimdi bağlantısını vereceğim bitmek bilmeyen yazıyı okurken ise değil dertlerimi, hatta adım neydi onu bile unuttum: Harry Potter'ın SuperHayranları Sihirli Dövmelerinin Ardında Yatanları Anlatıyor. SüperHayran demişken: Harry and the Potters söylüyor: I'm a Wizard. Ardından soruyoruz: Hayranlık mı, tüketim çılgınlığı mı? Kapanış: Rowling'e ilham veren şeyler -bu başlıkta o kadar çok bağlantı var ki eleyerek sıralıyorum: Porto, İlyada, Exeter, edebiyat, Kelt mitolojisi, depresyon.

Edebiyattan beyazperdeye: Woody Allen'ın seçtiği 10 film. Üzerine, en iyi 10 Woody Allen filmi. Ardından, Woody Allen filmlerinden edebiyat referansları. Peşi sıra gelsin: Woody Allen'ın en sevdiği 5 kitap. Kapanış blog yazarının favorisi Tüysüz ile olsun: Hayatınızı değiştirecek 50 kitaptan biri! (Woody Allen internet kullanmıyor ama bunu görse iyi dalga geçerdi)

Iggy Pop ile başladık, Iggy ve David Bowie ile kapatalım: aşağıdaki fotoğrafta, yetmişli yıllarda Berlin'de.

İyi tatiller.





8 Haziran 2017 Perşembe

Leke


"Trainspotting'den parçaları küçük kitapçıklara bastırıp yayınevlerinin ilgisini çekmeye çalışıyordum ve Secker &Warburg'dan Robin Robertson bana ulaştı. Roman hoşuna gitmişti ama satıp satmayacağından emin değildi; üç bin adet basılan kitap henüz dağıtılmamışken Edinburgh'da bir pub'da oturup nasıl duyurabileceğimizden bahsettiğimizi hatırlıyorum. The Scotsman gazetesine Edinburgh'nın şanına leke süren bu kitabı lanetleyen imzasız mektuplar göndermeyi bile düşündüm bir ara. Ama sonra, bu gerilla taktiklerine ihtiyacımız kalmadı. Satışlar yürüdü gitti."

(Sadece İngiltere'de bir milyondan fazla satmış ve otuzdan fazla dile çevrilmiş Trainspotting'in yazarı Irvine Welsh, nereden nereye geldiğini anlatıyor. Görsel blog yazarınızın kendi arşivinden ve  pek tabii Berlin'den; Mr. Fahrenheit'ın U'r So Porno serisinden.)

7 Haziran 2017 Çarşamba

Çember'in Beyazperde Uyarlamasıyla Alakalı Kısa Dave Eggers Söyleşisinden Bir Kesit


Soru: Kitapta, Mae'nin anne ve babası Çember'in içine çekiliyorlar ve bu deneyimle pek baş edemiyorlar. Nihayetinde Çember'e ait gözetleme düzeneklerini reddediyorlar; Mae'in yakın arkadaşı Mercer da aynını yapıyor. Bu kitap ve film, teknolojiden korkmamız gerektiği yolunda bir mesaj mı veriyor bize?

Eggers: Çember gücün istismarına dair bir roman. Ya da ana fikirlerinden biri bu, diyelim. Başkanın Tüm Adamları da gücün istismarına dair ama bu özelliği onun hükümet karşıtı olmasını sağlamıyor. Okurların ve izleyicilerin Çember'i olduğu gibi göreceklerini ve anlayacaklarını umuyorum: Dijital veriye hakimiyetin tek elde toplandığı ve mahremiyetin önemsizleştiği bir dünyada başımıza çok fena şeyler gelebilir.

(Eggers, McSweeney's söyleşisinde 'Aman!' diyor. Görselde: Londra'da bir yer.)



6 Haziran 2017 Salı

Liste


Duyurularımızı takip ettiyseniz haberiniz olmuştur; geçen hafta Kadıköy Karga'da bir etkinlik gerçekleştirdik, Trainspotting esintili bir gece geçirdik... Ne yalan söyleyeyim, çok eğlendik. Seda Ersavcı ile ortaklaşa hazırladığımız liste kimi notlarla beraber aşağıda, yakın zamanda da Spotify'daki SireninSesi hesabımızda olacak - o zamana değin referansları kitapta, filmde ve dönemin kendisinde saklı notlarımızla idare ediverin.

1. Die Toten Hosen - The Passenger (Çünkü Iggy Pop.)
2. Mud - Hypnosis (Çünkü Irvine Welsh.)
3. Iggy Pop - China Girl (Haliyle.)
4. Echo & the Bunnymen - Lips like Sugar (Çünkü eğlence.)
5. Kraftwerk - The Model (Çünkü duygu.)
6. Suicide - Cheree (Çünkü Nazlım :))
7. Roxy Music (Çünkü oradan oraya savrulan ruh halleri.)
8. The Jolly Boys - Perfect Day (Çünkü her şeyin bir sonu var.)
9. High Contrast - Shotgun Mouthwash (Çünkü T2.)
10. Protomartyr - Cowards Starve (Çünkü açlık.)
11. Pulp - Razzmatazz (Çünkü adeta Z raporu.)
12. David Bowie - Changes (Çünkü değişim şart.)
13. Woodkid - Run Boy Run (Çünkü koşmak hala güzel.)
14. Iggy Pop - Pleasure (Çünkü haz.)
15. Suede - Heroine (Çünkü öyle.)
16. Superpitcher - More Heroin (Çünkü aynen öyle.)
17. The Chemical Brothers - Setting Sun (Çünkü doksanlar.)
18. Blondie - Atomic (Çünkü sarı.)
19. Pulp - Monday Morning (Çünkü yoksunluk.)
20. Rod Stewart - In a Broken Dream (Çünkü Skagboys.)
21. Dum Dum Girls - There is a Light That Never Goes Out (Çünkü Smiths, Spud ve kalp sızısı.)
22. Siouxsie & the Banshees - The Passenger (Çünkü tarih ve tekerrür.)

(Deniz Bankal'ın seti için buraya. Bu arada Seda Ersavcı'nın bu ayki 221B dergisinde Edgar Allan Poe ve Alan Parsons Project ile kesişen bir yazısı var; onu da kaçırmayın. Görsel için Ozan Akıncı'ya teşekkürler :-))

5 Haziran 2017 Pazartesi

Şimdi ve burada



Soru: Buradayım (Hineni/Here I Am) - Bu beyan sizin için ne anlama geliyor? Kitapta farklı bağlamlarda kullanıyorsunuz.

Foer: Biliyor musunuz, kitaba dair ciddileşmeye başladığım zaman sizin Maurice Sendak ile yaptığınız bir söyleşiye denk geldim, sanıyorum onun son söyleşisiydi bu. Son söyleşi olmalıydı, ikinizin sohbeti. Dokundu bana, ama iyi anlamda söylüyorum bunu, sanırım o da bunu amaçlamıştı. Aldığı dersi dinleyenlerle paylaşmak ister gibiydi, bu amaçla çıkmıştı programa ve kapanışta 'kendi hayatınızı yaşayın' dedi. Belki doğrudan size diyordu bunu, belki de dinleyicilerine, ama bana sanki benimle konuşuyormuş gibi geldi. Beni bunca etkileyen 'Günü yaşa' değil, 'Kendi hayatınızı yaşayın,' demesiydi. Buradayım'ın gerisinde yatan, işte tam da bu; Jacob'ın, Julia'nın, Sam'in ve diğerlerinin boğuştuğu mesele işte bu; günden güne değil de, günler geçerken kendin olarak, bir bütün halinde yaşamak.

(Jonathan Safran Foer, NPR söyleşisinde Buradayım'dan bahsediyor. Olmak ve aynı zamanda olmamak, işte, bütün mesele bu... Buradayım'ın bağlantısı için sizi buraya, çalma listesi için buraya alalım.)

1 Haziran 2017 Perşembe

Odak



Spud: "Detoksa ihtiyacım var."
Renton: "Detoks mu? O da ne demek? Anlamı yok. Sorun onu vücudundan değil, zihninden atabilmek. Bağımlısın. Madem öyle, başka bir bağımlılık bul kendine."
Spud: "Koşu gibi mi?"
Renton: "Evet, ama başka bir şey de olabilir. Odaklanman şart. Yönetmen şart. İnsanlar her türlü şeyi deniyor. Bazıları boks yapıyor."
Spud: "Peki sen neye odaklandın?"
Renton: "Kaçmaya."

(Diyalog, Danny Boyle'un uzun yıllar sonra gelen T2 Trainspotting uyarlamasından; görselde kıymetli çevirmenimiz Seda Ersavcı'nın çizimiyle Spud - kendisi, blog yazarınızın en sevdiği kurmaca kahramanlarından biri... Doksanlara selam olsun bu vesileyle.)