18 Ocak 2013 Cuma

N-n-n


Cuma notlarına Cemal Süreya ile başlayalım... Geçtiğimiz hafta gidişinden bu yana 23. yıl devrilmiş oldu, tüm kara parçalarında, Afrika dahil. Grafitti bu aralar Beyoğlu'nun kuytularında çıkıyor karşımıza -  anmak için ölümü değil şiiri vesile olsun diye, şimdi de burada. 

Mektuplarım sabırsızlık, hatta öfke ile doluysa üzülme. Ne var ki müzmin bir kafa karışıklığı içinde yaşıyor ve yazıyorum. Kadri ülkemizde pek bilinmemiş kıymetlerden Joseph Roth'un mektuplarından bir satır - mektupların izinden enteresan bir yaşam öyküsü; ülkemizde değil mektupları, eserleri dahi pek bilinmiyor. Kimi kitaplarını kitapçılardan/sahaflardan temin etmek mümkün, ancak külliyatı tam olarak yayımlanmamış yazarın. Şahsen Burhan Arpad çevirisi ile çok sevdiğim romanı Eyyub'ün peşindeyim; Aziz Ayyaşın Efsanesi'ni ise, bu değerli yazarı henüz okumamış olanlara tavsiye ederim. Bir kitaba yönelik yegane beklentiniz sizi 'eğlendirmesi' ise, o takdirde bu notu geçersiz sayabilirsiniz.

Mektup demişken atlamak olmaz: Paul Auster ve J.M. Coetzee yazışmaları, Şimdi ve Burada adı ile, yeni çıkan kitaplardan. Can Yayınları'ndan.  Haftaya bir edebiyat olayı olarak mektuptan daha detaylı bahsedeceğim burada; notlarımı bitiştirebilirsem eğer.

Sona kalmasın, zira mühim: Noam Chomsky, bugün gerçekleşecek olan Boğaziçi Üniversitesi Hrant Dink İnsan Hakları ve Düşünce Özgürlüğü Konferası'nda konuşmacı olarak yer alıyor. Chomsky'yi dinleme fırsatını kaçırmayın. 

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın verilerine göre: "Türkiye’de 2012 yılında 42.626 çeşit (başlık) kitap yayınlandı. 2012’de toplam 480.257.824 adet kitap üretildi. (MEB tarafından okullara ücretsiz dağıtılan ders kitapları dahil.) Türkiye'nin nüfusu: 74.724.269 (01.01.2012 itibariyle). 2012 yılında kişi başına 6,4 kitap düşmekte.""Başlık" terimi karşısında duyduğum sıkıntıyı bir başka blog yazısına saklamakla birlikte -zira başlık, bir yapıtın adını tanımlamakla beraber algıda genelde -mesela- Kırmızı Başlıklı Kız'ın kafasına geçirdiği şeydir ve her kitabın bir adı, dolayısıyla bağımsız bir kimliği varken başlık kelimesinin tercihi, kanımca pek 'şık' durmamaktadır- sayılar enteresan. Okullara dağıtılan kitapların işin içine girmesi verileri epey şişirmiş gibi duruyor... Neyse, ya sizin istatistikleriniz ne alemde? Siz, çevrenizdekiler, aileniz, yılda aşağı yukarı kaç kitap okuyorsunuz?    

Aylar evvel burada bahsetmiştik, Michel Gondry'nin sinemaya uyarladığı Boris Vian şahanesi Günlerin Köpüğü için gerisayım nihayet başladı! Hissiyat karışık biraz; Gondry heyecanlandırıyor, Tautou ürkütüyor. Bekleyip göreceğiz. Gösterim tarihi: 24 Nisan.

Yeraltı Kütüphanesi adıyla şahane bir iş: yer New York yalnız, belirtelim. CoverSpy da benzer bir çalışma içinde; yalnız onlar fotoğraflarla değil, kitap adları ve tren isimleri ile şehir içi toplu taşımada okunan kitapların nabzını tutuyor. Eğer siz de toplu taşıma araçlarında okunan kitapların adlarını görmek için şekilden şekle girenlerdenseniz, muhakkak takip edin, ilginizi çekecektir. Ben, bu hafta, Şişhane-Taksim hattında hep Grinin Elli Tonu'na rastladım mesela ve kitabı okuyanların, önümüzdeki ay kucaklarında Marquis de Sade kitaplarıyla toplu taşımada arz-ı endam etmelerine şahit olmayı diledim. Sonrasını ise şimdi hayal edemiyorum sevgili okuyucu, onu artık o zaman düşünürüm. (Gerçi bu biraz naif bir dilek olabilir; nerede okuduğumu anımsamıyorum ama birileri Grinin Elli Tonu'nun kadınlar arasında bu denli popüler olmasını klasik 'arıza erkeğin aşk ile yola getirilmesi' temasının yinelenmesine bağlıyordu. Kırbaç deyip de geçmeyelim, sembolik anlamlarını düşünelim. Düşünelim... Ya da düşünmeyelim.)  

İyi tatiller!

3 yorum:

  1. http://undergroundnewyorkpubliclibrary.com/ sitesi açıldığından beri takibimde. Orada Türkçeye çevrilmeyen bir hayli kitap görüyorum, üzücü bir durum...

    Ancak diğer taraftan da dilimize çevrilen kitapların hızına da yetişemiyorum. Haftada 6 gün mesai yapan biri olarak "yeteri kadar okuyamamak" can sıkıcı bir durum oluyor. Artık hafta bir kitap bitirebilirsem kendimi iyi hissediyorum.

    Bende 2012'de okunan kitap sayısı 75 civarında, 2013'te ise bu sayıyı 50'nin altına düşürmemeye çalışacağım. (Tabi 900 küsur sayfalık kitapları 3 kitap diye kabul edersek...)

    YanıtlaSil
  2. En çok Günlerin Köpüğü heyecanlandırdı beni, biraz da çekinmiyor değilim hayal kırıklığından. Lakin beklentiyi yükseltmemek elde değil. Teşekkürler..

    YanıtlaSil
  3. Demek böyle oluyormuş, bir yerlerde not tutmamış olsaydım kendimi hala iyi bir okur sayıyor olacaktım. Siz sorunca bakma ihtiyacı hissettim:Geçen yıl okuduğum kitapları not ettiğim ajandam sadece 40 kitap okuduğumu söylüyordu. Gerçi bazı arkadaşların hesabına göre bu sayı 42 olmalı, zira listede 2666 gibi bir dev var. Üstelik haftanın 6 günü gibi bir mesai de sözkonusu. Bahanelerin sonu gelmez. 2012 kendi adıma bir keşif yılı oldu. Keret, Roberto Bolano, Sibel K, Türker, Barış Bıçakcı ve Aykut Ertugrul. Kurgu dışı kategorisinde ise Nurdan Gürbilek. Evet az kitap okumuş olabilirim ama böyle güzel 'dost'lar edinmek sanırım hafifletici bir sebep olabilir.

    YanıtlaSil