Hazır yaz geldi; seyahate çıkma, plajlara dolma, deniz kıyısında kitap okuma zamanı başladı. Blog yazarınız olarak yaz kitabı denen mefhumdan hazzetmemekle beraber kalabalık plajları da, yaz adı altında dayatılan basmakalıp eğlence biçimlerini de pek sevmiyorum... Ancak şu kadarını söyleyebilirim; yaz, insanın, biraz yavaşladığı, kendini hafiften akışa bıraktığı ve dolayısıyla karşısına çıkan sürprizli kitapları okuduğu mevsimdir. Bu minvalde, yani kendimi tesadüflere bırakarak, geçen hafta Monokl'dan çıkmış Tavşan Deliğinde Fiesta adlı leziz bir novella okudum ve sizlere de şiddetle tavsiye ederim. Bu kadar hayvan temalı yazının ardından bir de başka yaz önerisi gelsin öyleyse: Timbuktu, Paul Auster. Aslında öneriler çokça, ama şimdilik bu kadarıyla yetineceğim.
Aşağıda Jonathan Safran Foer'in Hayvan Yemek için çektiği tanıtım videosu var - Foer, kitabın vejetaryenlikle değil aileyle ilgili olduğunu vurguluyor; ne yediğimiz ve bizim için önemli olan insanlara ne yedirdiğimizle ilgili. Ben biraz daha ileri gidip Hayvan Yemek'in unutuşla ilgili olduğunu söyleyebilirim; eyleme geçirdiğimiz pek çok sey içinde aklımıza getirmediklerimiz, düşünmemeye çabaladıklarımızla ilgili. Unutmak psikolojik bir rahatlama mekanizması olabilir çoğu zaman ama böylesine kapsamlı bir unutuş, eninde sonunda, kendimize dair bir şeyleri de gölgede bırakmayı, merhameti, vicdanı ve eylemlerimizin sonuçlarını göz ardı etmeyi elzem kılar diyor Foer. Sonra mı? Sonrasında, tercihiniz ne olursa olsun onunla yaşamak gerekir. Güzel bir hafta sonu geçirmenizi dilerim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder