23 Şubat 2012 Perşembe

Seç

Birinden bahsederken 'içe dönük' dediğimizde genelde olumsuz bir şey söylemeye çalışmaz mıyız? 'İçe dönük, içine kapanık' kimselere yönelik bir araştırma inceleme kitabı yayımlandı geçenlerde, adı, 'Quiet, The Power of the Introvert' - kitabı henüz incelemiş değilim, ancak hemen hemen bütün büyük yayın organlarında yazar ile söyleşiler yayımlandı, oradan takip ediyorum; Susan Cain, tüm yaratıcı zihinlerin -bazı istisnalar hariç- içine kapanık olarak tanımlanan insanlar arasından çıktığını ve yaratıcılık ile içe dönük olma durumu arasında bir bağ olduğunu savunuyor. Savlarının temellerini bilmediğimden katılmam ya da katılmamam mümkün değil, ama 90'ların ortasından beridir sosyal ortam ibrelerinin içe dönük değil de dışa dönük, hatta mümkün olduğunca bağırgan kimselere doğru çevrildiğini düşündüğümden kitap hakkında yazılanları nedense tuhaf bir keyifle okudum. Cain, eleştirilere de hedef olmuş kitap üzerinden ancak detayına girmek gereksiz kaçacak; onun yerine, son günlerde ilgiyle okuduğum bir başka kitaptan bahsetmek, içe dönük bir noktadan yola çıkıp dışa açılan bir projenin ortaya koyduğu mozaikten bahsetmek isterim. Miranda July'ın It Chooses You adlı kitabına Robinson Cruseo'da rastladım; kitap mı beni seçti, ben mi onu seçtim emin değilim, ancak uzun zamandır bu kadar ilginç bir 'şey'e rastlamamıştım... Miranda July, Future filminin senaryosunu yazmaya çalıştığı ve tıkandığı, hayatının da pek iç açıcı olmayan bir evresinde bulunduğu sırada Penny Saver adlı yayından ilham alarak acayip bir projeye girişiyor. Penny Saver, ikinci el eşya satışına yönelik ilanlar içeren bir yayın; July, burada rastladığı ilanlar üzerinden temasa geçtiği insanların evlerine gitmiş, her biriyle satışa çıkardıkları obje ve biçilmiş fiyatı üzerinden başlıklandırılmış bölümler altında (örn. Deri Ceket, 10 USD) söyleşiler gerçekleştirmiş, fotoğraflar çekmiş. Tuhaf bir atmosferi var kitabın; kurgulanmamış bir projenin bu denli şiirsel bir sonuç ortaya koyması epey şaşırtıcı... July, kitaptan ilham alarak bir de dükkan açmış ve satışları dolayısıyla söyleşilere kapı açan objeleri satışa çıkarmış. Hatırlarsanız Orhan Pamuk, Masumiyet Müzesi'ni yazmadan önce birtakım objeler derlemişti ve bu kitap, sonradan açılacak aynı adlı müzeye bir rehber niteliği de taşıyordu; müze henüz açılmadığı için objeler, gazete haberlerinde gösterilenler ile kaldı, ancak ileri tarihlerde faaliyete geçeceği söyleniyor. July'ın kitabı, yaşam sıkıntısından mustarip olanlar için birebir - kişi bağırgan olsun ya da olmasın, çağdaş zamanlar belli bir yalnızlığı da beraberinde getiriyor ve July'ın kitabı, alışveriş teması üzerinden çok canlı bir damar yakalamış. Penny Saver, yalnızca matbu olarak yayımlanan bir dergi; dolayısıyla July, buraya ilan verenlerin bilgisayar kullanmayan ve bu nedenle 'soyunun tükenmesine ramak kalmış' bir güruh olduğu kanaatinde; bu, tartışılır elbette, ancak söyleşilerin, satışa çıkan objelerin ve bu esnada kurulan dialogların belgesel niteliği oldukça derin.

Yukarıda yine Kusama'nın nokta obsesyonlu işlerinden biri; aşağıda kitabın görseli ve satılan objelerden bazıları:





5 yorum:

  1. miranda july nin yazdıklarını çevirseniz ve bassanız ne kadar şahane olurdu:)zira başka yayınevlerinin buna yanaşacaklarını hiç zannetmiyorum oysa türkiye de hatırı sayılır bir hayran kitlesi olduğunu düşünüyorum kendisinin

    YanıtlaSil
  2. Konuyla ilgili olarak, Miranda July'nin 'yabancılar'ın objeleri üzerine yaptığı bir performans:

    http://vimeo.com/31283902

    çok eğlenceli :)

    YanıtlaSil
  3. Biz de uzun bir zamandır "Acaba Siren Miranda July yayınlar mı?" diye merak etmekteyiz...

    YanıtlaSil
  4. konuyla ilgisiz olarak eating animals için hala belirgin bir tarih yok mu acaba:)

    YanıtlaSil
  5. Mutfağımızda, yayına hazırlanıyor Eating Animals.

    YanıtlaSil