23 Ağustos 2011 Salı

Tutkun

Haftaya biraz hırçın başlamışız, sakinleşerek ilerliyoruz. Yukarıdaki videoda Jonathan Franzen, yazarların kitap tanıtım videoları çekmelerine neden karşı olduğunu anlatıyor. Video yardımıyla elbette... Ya nasıl olacaktı? Franzen, romanı The Corrections Amerikan halkının en güvenilir insan payesini verdiği ve belirlediği yaşam ve yaşama bakış standartlarını en çok takip ettiği popüler kültür figürü Oprah Winfrey'in Kitap Kulübü tarafından seçildiğinde protesto etmesi ile aklımızda. Konuyu açalım, Oprah bir kitap seçtiğinde, o kitap çoksatar olmaya adeta mahkum hale geliyor; bu noktada "has" edebiyat ile popüler yazın arasında yer aldığı iddia edilen uçurum ortadan kalkmış oluyor. Franzen, Oprah'nın seçiminden hoşnut olmadığını, seçtiği diğer kitapların pek de matah olmadıklarını belirttiğinde ikili haliyle birbirlerine küstüler - küstüler diyorum ya, ilkokul bahçesinde hep beraber bulunduğumuzdan vakıf olmadım elbette olaya, medya tartışmayı epey detaylandırdı. Bu küskünlük, kitabın geniş kitlelere ulaşmasını engellemedi, hatta bilakis, biraz da kolaylaştırdı sayılır. Yazarın bir sonraki kitabı Freedom çıktığında Oprah'nın TV programına konuk olarak kitabını tanıttığını söylememe gerek var mı, yoksa içinde yaşadığımız postmodernite sonrası dünya düzeninde bunu belirtmek dahi abes mi kaçıyor? Freedom, ülkemizde sonbaharda yayımlanacak; merakla bekliyoruz, o ayrı.

Yazıyı Elias Canetti'nin Yazarlar Üzerine adlı metninden bir alıntıyla bitirelim:

Ama bizim kastettiğimiz anlamda yazar, kendi çağına tutkundur, onun malı ve kölesidir, onun en değersiz uşağıdır. Bir zincirle sıkıca ve kopmamacasına ona bağlanmış, ona en yakından hükümlüdür. Bağımlılığı öylesine büyük olmalıdır ki başka hiçbir yere kök salmamalıdır. Hatta biraz gülünç gelmese şöyle derdim: O, çağının köpeğidir. Çağının zeminlerinde koşar, orada burada durur; görünürde keyfi istediği için, ama yorulmak bilmeden, yukarıdan gelen ıslıklara duyarlı, ne var ki her zaman değil, kışkırtılması kolay, geri çağrılması daha zor, açıklanamayan bir kötü huyun emrinde (...)

(Elias Canetti, Yazarlar Üzerine. Çeviren: Gürsel Aytaç, Payel, 2007.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder