Bazen, herkes gibi bana da ne olduğumu açıkça gösteren aktif hayata daldığım halde, tuhaf bir şüphenin şöyle bir yoklayıp geçtiği oluyor; var mıyım, bunu artık bilmez oluyorum, bir başkasının rüyası olabileceğimi hissediyorum; adeta etim hissediyor bir roman kahramanı olabileceğimi; akıl almaz bir hikayenin baştan sonra uydurma gerçekliğinde, yazı dilinin çalkantılarına uyarak devinen bir kahraman.
Roman kahramanlarının gözümüzde dostlarımızdan ya da ahbaplarımızdan, apaçık görülen gerçek hayatta bizimle konuşan, bizi dinleyen herkesten daha canlı hale geldiğine sık sık tanık olmuşumdur. Ben de bu mesele üzerinde hayal kuruyorum işte, bir bütün olarak dünyada, her şey üst üste yığılmış düşlerden ve romanlardan mı ibaret acaba, kutu içinde kutular gibi -
(Dünden devam, bu kez Pessoa, Huzursuzluğun Kitabı'nda dile getiriyor kimi hezeyanları. Can Yayınları, çeviri: Saadet Özen. Güzel bir hafta sonu, keyifli okumalar dileklerimizle.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder