8 Ağustos 2011 Pazartesi

Karakter?

Geçen hafta yazarın yarattığı karakterle "empati" kurması dolayısıyla onun kılığına bürünmesine dair yazmıştım; tartışmalar intihal iddialarına uzanarak sürüyor ve konu özünde epey ilginç. Bunlara girmek istemeyecek kadar sıkılmış haldeyim. Kurgunun sınırları üzerinde düşünmek, yazarın kurgunun neresinde olduğunu sorgulamak zihin açıcı da romanın "satış ve pazarlamasına yönelik projenin" metni gölgede bırakması tatsız elbette. Sorulan sorular karşısında net cevaplar vermeksizin "içinde yaşattığı" farklı karakterlerin farklı tepkilerini dile getiren yazarın başlı başına bir soru işareti oluşturduğunu da söylemek gerek. Örneklersek:

-Sayın Blog yazarı, "..." hakkında ne düşünüyorsunuz?

-Biliyorsunuz içimde 6 değişik karakter barındırıyorum. Munis karakterdeki Sakine bu konuyu umursamıyor. Agresyona meyilli olan Hırçın ortalığı dağıtmak, her şeyi kırıp dökmek istiyor. Ermiş olan Derviş ise bu da gelir bu da geçer, dünya fani diyor.

Alaya almak değil amacım, ancak az çok yukarıdakine benzer bir diyaloğu -psikiyatrik bir irdeleme söz konusu değilse eğer- ciddiye almak olası değil. Tartışanlar tartışadursun, ne diyelim, bu konu bu blogda kapanmıştır, yeter.

Neyse, buradan farklı coğrafyalara uzanalım. Jeffrey Eugenides, sonbaharda yayımlayacağı yeni romanında bir David Foster Wallace tiplemesine yer veriyor, roman -The Marriage Plot- Ekim ayında yayımlanacak ancak fragmanları New Yorker'da boy gösterdi bile. Tipleme ile kast edileni açalım: Eugenides'in yeni romanındaki karakterlerden biri, Leonard Bankhead, tütün çiğnemesinden bandana takmasına, felsefe ile iştigal etmesinden ruhsal sorunlar ile boğuşmasına DFW'nin artık efsaneleşmiş personasının bir izdüşümü olarak kurgulanmış. Metnin tamamını okumadan fikir beyan etmek güç - ama sormadan olmaz elbette: kurgunun gerçekten alacağı ilham ne noktada kişilik haklarına saldırıya değin uzanır? Kathryn Stockett'in Yardımcı adlı romanı yüzünden bir dönem yanında çalışan yardımcısı Ablene Cooper, yazara 75.000 dolarlık bir tazminat davası açmış ve kitaptaki karakterin kendisi olduğunu, tasvir edilme biçiminden dolayı rencide olduğunu belirtmiş. Davanın sonucu henüz belli değil, ancak kurgu ile gerçeğin sınırları hassas, içinizde ister 6, ister 66 karakter yaşatın, yine de kurguyla gerçeğin yakın temasında dikkatli olun diyorum tek karakterli blog yazarınız olarak - paniğe mahal yok. Haftaya biraz sarsıntılı bir giriş yaptık ama yaptık ya, gerisi hikaye. Güneşli pazartesiler dileriz. (Görsel, Temmuz ayında kaybettiğimiz Lucian Freud'a ait.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder