27 Aralık 2012 Perşembe

Kelebek



Yedi yaşındayken kütüphane gitmeye başladım, haftada on kitap ödünç alıyordum. Kütüphaneci bana baktı ve şöyle dedi: "Ne yapıyorsun?"
"Nasıl yani?" dedim.
"Bu kitapların hepsini geri getirmen gereken tarihe değin okuman mümkün değil."
"Okurum," dedim.
Ve sonraki hafta on kitap daha almak üzere yine oraya gittim.
Böylelikle kütüphaneciye kibarca yolumdan çekilmesini, kendimi gerçekleştirmeme izin vermesini söylemiş oldum. Kitaplar bunu sağlar. Sizin yapıtaşlarınız, bir başka deyişle DNA'nız olurlar.
Okuduğunuz her şeyi düşünün, ellerinizde tuttuğunuz bir kitaptan öğrendiğiniz her şeyi ve onların sizi nasıl biçimlendirdiğini, bugün olduğunuz kişiye dönüştürdüğünü düşünün.

(...)

Bir an için kelebekleri düşünün. Tırtıl yaprak yiyerek dolanır ortalıkta, sonra bir ağaç kabuğuna tutunur ve bir mucize gerçekleşir: korunaklı bir sürece girer ve bir süre sonra, kozadan dışarı, o şahane kanatlarıyla kelebeğe dönüşmüş olarak çıkar. Kelebeğin bunu yapmasını sağlayan dürtü nedir? Yıldızların oluşmasını sağlayan dürtü nerededir?

(...)

Kanatları filizleniverir tırtılın.

Biliyorum ki, kitap okuduğunuzda değişeceksiniz, sevgili okuyucu.

Hadi gidin şimdi ve uçun.

(Alıntı, Ray Bradbury'den geliyor ve Dave Eggers editörlüğünde hazırlanıp Best American serisinde yer alan 'Okumanız Gerekmeyenlerin En İyileri, 2012'nin önsözünde karşımıza çıkıyor. Bradbury, vefatından birkaç hafta önce tamamlamış yazıyı ve antolojiye böylelikle girmiş, iyi ki girmiş. Bu yılki 'Okumanız Gerekmeyenler' antolojisi yine şahane, önsöz ise sanırım en güzel sürprizlerinden biri; Matt Groening'den Beck'e varan isimlere yer verirken bu yıl Bradbury'ye teklif götüren Dave Eggers, yine yapacağını yapmış. Evet, uçma vakti! Görsel, Paul Villinski'nin kelebekli işlerinden, CultureFront aracılığıyla.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder