25 Aralık 2012 Salı

Gittikçe


"Gittikçe garipleştikçe gittikçe garipleşiyor!" diye haykırdı Alice. O kadar şaşırmıştı ki düzgün konuşma kurallarını unutmuştu. "Şimdi de dünyanın en büyük dürbünü gibi uzuyorum! Hoşça kalın, ayacıklarım!"*

Bir yılın gelişmelerini iki kısa yazıya sığdırmak mümkün mü? Bizimkisi, ancak, akılda kalanlara yönelik bir döküm çıkarmaktan ibaret. 

Son yıllarda her sene özetinde değişmeyen bir husus var: Amazon'un büyümesi. 2011'de yayıncılığa da giren Amazon, genişlemeyi sürdürüyor ve ne olursa olsun yine de bu yolda devam edecek gibi görünüyor. Kurucu ve CEO Jeff Bezos'a göre -ki kendisi Forbes'un 'Dünyanın En Güçlü İnsanları' listesinde 27. sırada yer alıyor- başarının sırrı alınan kararları sürekli irdelemekten ve gerekirse bugün tuttuğunuz yolun aksi istikametinde yürümekte yatıyormuş. Kendi adıma iş adamlarının böylesi modern hayat bilgeliklerinden fazla hazzetmiyorum ama Amazon'un kuruluşunu, Jeff Bezos'un garajında başlayan hikayeyi adım adım izlediğimden bu şahsı ilgiyle takip ediyorum. O zamanlar Bezos, medyada cana yakın bir idealizm içinde yer alır ve sıfırdan yarattıkları şirkette eski kapılardan dönüştürülmüş çalışma masaları kullandıklarından falan dem vururdu. Garajlar sadece müziğe değil, türlü yaratıcı faaliyete zemin olmuştu ve 2012 kıyametinden değil, milenyumda bütün bilgisayarların çökeceğinden korkanlar etrafı velveleye verirdi, hey gidi, siz bir de Amazon'un şimdiki deposuna bakın... Neyse, konuyu dağıtmadan ekleyelim bu arada, sitenin (ve şirketin) adı az kalsın Cadabra olacakmış ve son dakikada değişmiş, ya ona ne buyrulur? 

Giderek büyüyenlerden devam öyleyse... Penguin ve Random House yayınevleri, bu sene birleşerek Dostoyevski ile Grinin Elli Tonu'nu aynı çatı altında buluşturacak ve sadece ABD'de pazarın yüzde kırkına hakim olacak bir deve dönüştü, seneye Harper Collins'ten de benzer bir hamle beklenmekte. Birleşme, delicesine büyümekte olan Amazon'a karşı bir gözdağı niteliğinde ancak eminim Jeff Bezos, buna karşı da türlü felsefe geliştirmiş, stratejisini kurmuştur.

Bu 'büyük' satın alma hikayelerinden sıkılıyorum sevgili okuyucu, daha yazarken bunaldım, ancak haberler bitmek bilmiyor. Örneğin, Doğan Online dün itibariyle İdefix'i satın aldı, Amazon'un Türkiye'ye geleceği iddiaları da ayyuka çıkmış vaziyette, vesaire, vesaire... Büyüme kimi zaman çöküşe de davet çıkarır, 2012 Almanya'nın köklü yayınevlerinden Suhrkamp'ın çöküşüne sahne oldu, o semalarda neler gelişeceğini artık önümüzdeki sene göreceğiz. Biz bu vesile ile serbest çağrışımı devreye sokalım ve şöyle diyelim: Her Çıkışın Bir İnişi Vardır. Var mıdır? 

Bu yılın enteresan gelişmelerinden biri sene sonu listelerinde sivirilen kitaplar arasında 'bağımsızların' yer alması ve varlıklarını, büyük operasyonlarca desteklenen isimlerin yanında ortaya ilk defa böyle kuvvetle koyabilmesiydi: bu da bir yanda devleşen yapılar varken öte yanda hareket zemininin her zamankinden daha geniş olduğuna işaret ediyor. Kaldı ki yılın rekor satış rakamlarına ulaşan kitabı Gri'nin Elli Tonu'nun da büyük anlaşmalar, avanslarla yönetilen bir proje değil, yazarın kendi inisiyatifiyle okuruyla kavuşturduğu bir girişim olarak sahneye çıkması, kendilerinden fazlasıyla emin olan büyüklere karşı büyük bir el hareketi niteliği taşımıyor da değildi. (Yazar, kitabı kendi web sitesinde yayımlamış, ardından Avustralya menşeili bir yayıncının e-kitap olarak dağıtmasına izin vermişti. Büyük ilgi uyandırmasının ardından Vintage kitapları yeniden okura sundu. Sonuç: dünya çapında 65 milyonluk satış, Harry Potter'ın rekoru gölgede kalmış oldu ve Grey, popüler kitapların en 'viral'i' olarak tahtına kuruldu.)


Rowling'in Casual Vacancy'si heyecanla beklendi ve hızla kenara kondu, Rushdie'nin ego patlaması yaşadığı (ve kendi hayatını tuhaf bir biçimde üçüncü tekil şahıs üzerinden anlattığı) biyografisi genel bir hayal kırıklığı yaşattı. Rock yıldızları biyografileri kervanına Pete Townshend ve Neil Young da katıldı, ama Justin Bieber'ın satışları, bu dev isimleri solladı. Philip Roth Wikipedia ile Jonathan Franzen ise Twitter ile kapıştı; Roth, artık kitap yazmayı bıraktığını açıkladı. Hollywood, edebiyat uyarlamalarına her zamankinden daha fazla yüklendi ve Türkiye'de sinema salonları, iyiden iyiye AVM'lere sığındı. 

Daha ne demeli? Söz bitmiyor. Ve hatta: "Gittikçe garipleştikçe gittikçe garipleşiyor!"

Uzun lafın kısası, birileri yazdı, birileri okudu, birileri yorumladı. Yaşama uğraşı her zamankinden farksızdı ve şapkaları başlarına dar gelenlerin 'başım büyük' dediği dünyada her kitap, Allahtan, bir diğerine geçit görevi görüyordu. 

Sene, biz sayfaları karıştırırken geçti; umuyoruz ki önümüzdeki yıl da kitaplar bizlere teselli olmaya devam edecek. Trendlermiş, göstergelermiş, olan bitenmiş, bunların hepsi hikaye aslında, ama hikayelere her zaman ihtiyacımız var, hele de geriye dönüp baktığımız sıralarda. 

Siz yine de, bana sorarsanız, siz kendi raflarınızdan, önünüzde duranlardan şaşmayın.

(Alıntı: Alice Harikalar Ülkesinde, Lewis Carroll. Çeviren: Tomris Uyar; Can Çocuk.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder