26 Ocak 2012 Perşembe

Cansız

Zihin bir arabanın motoru gibi, bazen öyle ısınmış gibi oluyor ki kapağını açıp buharını atası geliyor insanın. Her neyse, her zamanki olağan web gezintilerimden birinde ilginç bir habere rastladım, görünüşe bakılırsa heykel krizleri yaşayanlar sadece bizler değiliz - geçtiğimiz yılın son günlerinde Danimarka'nın Odense limanında Hans Christian Andersen, sulara gömülmek durumunda kalmış... Oldukça karışık bir hikaye ancak özetlersek durum şöyle; yerel otoriteler Hikayeci Çeşmesi isimli bir proje için iç içe geçen birtakım heykeller yapılmasını ve bunların şehir merkezinde konuşlandırılarak hikayecilik geleneğinin onurlandırılmasını ve yayılmasını hedefliyorlar, ancak evdeki hesap çarşıya uymuyor, ayrılan ödenekler Andersen'in heykeli yapıldıktan sonra projenin devamı için masrafları karşılamaya yetmiyor ve türlü çözüm önerisi sonrası Andersen'in heykeli bir başına ve sahipsiz kalınca bu defa heykeltraş, bir cenaze töreni düzenleyerek heykeli limana gömüyor. Heykeltıraş Jens Galschiot, Andersen'in doğumgünü olan 2 Nisan'da heykeli gömülü olduğu yerden çıkartmak suretiyle diriltip birkaç hafta şehri izlemesi için yeniden dikeceğini ancak sonra tekrar gömeceğini belirtmiş. Şehir yetkilileri ile maddi anlaşmazlıklar içinde olan sanatçının protest tavrı yanı sıra, hikayecilik geleneğine katkı amaçlı bir girişim de söz konusu burada - heykeltıraş, bu absürd olaydan yeni bir hikaye yaratma derdinde. Bütün bunlar olup biterken kendisine müdahale edilmemesi ayrıca ilginç, büyük bir objeyi ha bire gömüp çıkartmak pek de kolay olmasa gerek. Her neyse, Andersen'in heykeli, 2 Nisan'da yeniden gün ışığına çıkacak... Bu noktada istemsiz serbest çağrışım devreye giriyor ve gömüldükten sonra yeniden topraktan dışarı çıkarılıp sergilenen Hüseyin Çağlayan imzalı ipek elbiseleri düşünmeden edemiyorum - cansız nesneler için hayat, bizlerinkinden çok daha ilginç olabilir mi? Yazının görseli Lisa Occhipinti'nin kitaplar ile yaptığı işlerden birinden; sanatçı, "atık" mahiyetindeki kitaplardan yarattığı objeler ile tanınıyor - tuhaf zamanlar, ne diyelim, hararet yapmamak mümkün değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder