Ekim ayı kitaplarının son hazırlıkları tüm hızıyla sürerken hatırlatalım, önce Woody Allen'ın Eğrisi Doğrusu ardından Etgar Keret'in Tanrı Olmak İsteyen Otobüs Şoförü ve Joshua Ferris'in Bilinmeyen'i raflara düşecek. Ferris, bu blogda zaman zaman bahsettiğimiz, genç ve parlak bir yazar; New Yorker onu geleceğe yön verecek yazarlar arasında sayıyor, ilk kitabı Ve İşimiz Bitti ise yayımlandığı yıl pek çok ödüle aday gösterilmekle beraber The New York Times'ın Yılın En İyi Romanları sıralamasında ilk beşte yer almıştı - ki bu, ilk romanını yayımlamış bir yazar için ayrıca önemli. Yeni kuşağın en özgün ve yetenekli kalemlerinden biri sayılan Ferris'in yeni romanı Bilinmeyen, yazarın olgunlaştığının ve çağdaş edebiyatın ağır topları arasına şimdiden kurulmaya niyetlendiğinin göstergesi. Ferris, ilk romanı Ve İşimiz Bitti'yi bir ara çekmeceye tıkıp yakmayı düşündüğünü belirtmiş ve şunları söylemiş:
"Ne yazmak istediğimi biliyordum ama doğru sesi bulamamıştım. Sonra bir gece ilk iki cümle aklıma düşüverdi. Kalktım ve yazmaya koyuldum. Sesi kafamda duyabilmek muhteşem bir duyguydu ama korkutucuydu da, hepsini sayfalara dökemeden bir arabanın altında kalıp öleceğimden emindim. Öyle ki o ara yürüyüşe çıkmayı ve markete gitmeyi bile bıraktım ve eve sürekli dışarıdan yemek söyler oldum - beni öldürme olasılıkları bir arabanınkinden daha yüksek olan yemekler. (...) İşimi seviyorum ben. Yazmaya bir gün ara versem huzursuzluğa gark oluyorum."
Bilinmeyen'de Ferris, tanısı konulamayan bir hastalığın pençesinde hayatı giderek tuhaflaşan bir adamın öyküsünü anlatırken yine bizlerin hayatlarına ve hayata dair hiç sorgulamadan kabullendiğimiz pek çok şeye yöneltiyor oklarını. Ve İşimiz Bitti'deki ironinin yerini, bu kez derin bir hüzün kaplıyor. Varoluşun sefaleti mi desem, günümüz insanının çıkmazları mı bilemiyorum. Kafa yormaya değer.
Resimde efsane sanatçı Jackson Pollock büyük bir ciddiyetle resmi üzerinde çalışıyor. Günler, haftalar, aylar geçiyor ve insanın işi çalıştıkça -beklenenin aksine- çoğalıyor. Bilinmeyenlere inat, kendimizi bilerek yaşayabilmemiz dileklerimizle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder