15 Ekim 2010 Cuma

Hayal fabrikası

Geçtiğimiz hafta yayıncılık sektörünün en geniş kapsamlı organizasyonu Frankfurt Kitap Fuarı vuku buldu, Türkiye gündeminin kaynayan kazanı içinde atlamış olabilirsiniz. 300,000'e yakın ziyaretçi sayısıyla beş gün süren fuar boyunca yayıncılar, yazarlar, yazar ajansları ve sektörün farklı dallarında faaliyet gösteren insanlar şehre akın edip, yarım saatlik görüşmeler ve türlü farklı organizasyon dahilinde dünyada yayıncılık alanında neler olup bittiğine dair fikir edinme fırsatı buldular. Şehrinize tüm dünyadan yüzbinlerce insanın geldiğini ve bir yerlere kapanıp kitaplardan konuştuklarını düşünün bir! Jonathan Safran Foer, Her Şey Aydınlandı'da uzaydan bakan birinin sevişen çiftlerin kıvılcıma benzer parlamalarını seçebileceğini anlatır (kurgunun şiirseliği) ya; kitap okuyan, kitap üzerinden dünyaya bakan ya da işi gücü kitap olan yüzbinlerce insanın bir yerlerde toplanması da benzer bir etkiye sahip olabilir mi diye düşünmeden edemiyor insan... Bir salon dolusu kalabalığa bakıp herkesin birbirlerine kitaplardan bahsettiğini görmek, surreal denebilecek bir etki bırakıyor.


Gutenberg'in matbaa makinesini Frankfurt'a 25 dakika uzaklıktaki Mainz şehrinde icat ettiğini, Frankfurt'ta ilk kitap fuarının 17.ci yüzyılın sonlarında yapıldığını ve 500 yıla dayanan bir geçmişi olduğunu düşünürsek, e-kitaplardan bahsettiğimiz, sektörün ve teknolojinin gelişimi ile farklı mecralara doğru yol aldığımız zamanlarda baki kalanın kayda geçmiş kelime bütünleri olduğunu bilmek; kitabın hangi formatta olursa olsun geçerliliğini yitirmesinin mümkün olmadığını hissetmek güzel gerçekten.

Fuarda pek çok farklı kitap ve yazarla tanışma fırsatı buldum bu yıl yine ama beni en çok heyecanlandıran, fuar çıkışı uğradığım kitapçıda rastladığım gri kapaklı kalın bir kitap oldu: Haruki Murakami'nin efsane romanı IQ84. Kitap Japonya'da çıktığı gün tükenmiş ve bestseller listesini altüst etmiş; İngilizcede 2011 yılının sonbaharında yayımlanacak. Ursula Grafe'nin çevirisiyle Almanca edisyonu yayımlanmış bile - önceki fuarlardan birinden aklımda kalana göre Orhan Pamuk'un Masumiyet Müzesi de neredeyse Türkiye ile eşzamanlı olarak yayımlanmıştı Almancada. Hatta Pamuk, kitabın yazılmaktayken Almancaya çevrildiğini, bu nedenle geri dönüp değişiklikler yaptığı kısımlar için çevirmenin ekstra mesai yapması gerektiğini anlatmıştı. Murakami, tüm dünyada pek çok fanatiği olan bir yazar; IQ84'ün çıkmasından bir gün önce Japonya'da insanların sokaklarda yatarak kitapçı önlerinde beklediğini de söylemek gerek. 1012 sayfalık kitabın 30 Euro'nun üzerinde bir fiyat etiketiyle satıldığını da belirtmek gerekir. Murakami'nin dünyasına taptaze bir girişin yarattığı heyecanın ise tasviri mümkün değil sanırım. Bir hayal fabrikasının teçhizatındaki dişlilerden biri olduğunuzu hissetmenin verdiği sevinç ise, bambaşka. Ötesi teferruat gerçekten.

Bu kadar fuardan bahsetmişken, Siren bu yıl Frankfurt'tan format itibarıyla epey farklı bir fuar olan Tüyap'ta, salon 2'de yer alacak. Tüm okurları bekliyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder