Kitap, kendisiyle girilecek ilişki tayin edilmiş bir obje; kitabı, haliyle, elimize alıp okuyoruz.(Anlamlı bir şekilde aktarılmış olduğu söylenen ilk Hititçe cümledeki gibi doğrudan: "Ekmeği yiyeceksiniz, suyu içeceksiniz.") Ama bu, sanatın kitabı türlü yaratıcı biçimde gündelik hayata sızdırmasına engel değil elbette. Daha önce burada Dieter Roth'un edebiyat sosisinden, Matej Kren'in kitaplarla yarattığı evrenlerden ve elbette ki Borges'ten söz etmiştik. Roberto Bolano, müthiş romanı 2666'da kitaplarla insanlar arasındaki ilişkiye dair Marcel Duchamp'tan esinlenilmiş bir mizansen çiziyor ki, hayali bile heyecan verici. Şöyle ki; Marcel Duchamp, yeni evlenmiş olan ve Paris'te yaşayan kız kardeşine düğün hediyesi olarak bir geometri kitabı satın almasını ve kitabı balkonlarında bir çamaşır ipine asmasını söylüyor. "Rüzgâr böylelikle kitabı kendi karıştırsın, beğeneceği problemleri seçsin, sayfaları çevirip yırtsın diye." 2666'da olan bitenleri anlatma niyetinde değilim; ancak hadisenin mandallar, çamaşır ipi ve bir geometri kitabını içerdiğini söyleyeyim. Duchamp'ın düğün hediyesi, 1919 yılında kız kardeşi Suzanne tarafından uygulanmış ve kitabın yok olmadan evvel "hayatın gerçekleriyle" tanışması sağlanmış. Kağıt üzerindeki harflerin kasıtlı beraberliğinde, organik bir varlık söz konusu - çamaşır ipine asılan kitapla rüzgârın ilişkisi, rüzgârın orada asılı bulunabilecek çarşafla ilişkisinden tamamen farklı.
Bunlardan bahsetmişken söyleyelim; kapak tasarımlarımızın müsebbibi Nazlım Dumlu, Tophane-i Amire'deki Liselim sergisinde işlerini sergiliyor, 9 Ekim'e değin sürecek sergiyi şiddetle tavsiye ederiz.
Yazının görseli Alycia Martin'in kitap temalı yerleştirmelerinden; kitabınız bol olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder