Dünkü yazıda J. K. Rowling'in Robert Galbraith adıyla yazdığı romandan bahsettik - çağdaş dünya edebiyatında bir yazarın birden fazla mahlas kullanması vakası oldukça yaygın aslında, ilk akla gelenler Benjamin Black adıyla (polisiye) yazan John Banville, kimi eserlerinde (Mezarlarınıza Tüküreceğim, Ve Bütün Çirkinler Öldürülecek, Bütün Ölülerin Derileri Aynıdır, Çıtırlar Farkında Değil, Kırmızı Ot) Vernon Sullivan adını kullanan Boris Vian (bunlar, Türkçede Boris Vian adıyla yayımlandı,) romanlarının yedisini Richard Bachman müstear adıyla yayımlamış olan Stephen King, bir gazetede (The Irish Times) Myles nag Copaleen adıyla da yazan, ancak bizim Flann O'Brien imzalı şahane romanlarıyla tanıdığımız Brian O'Nolan, kimi kitaplarında Paul French adını kullanan Isaac Asimov, Canki'sinin ilk basımında William Lee olarak yer alan William S. Burroughs ve 'kurguladığı' JT Leroy personası ile son yılların en büyük edebiyat skandallarından birine imza atan, sonrasında ise neredeyse aforoz edilen Laura Albert. (Sarah ve Yürek Her Şeyden Ziyade Aldatıcıdır'ı, (Türkçe edisyonlarını okumadım yalnız) ilk yayımlandıklarında epey etkilenerek okumuştum, ki burada da bu hususta bir şeyler yazmışım.)
Bir yazarın takma ad kullanması değil de, birden fazla takma ad ile yazması irdelenmeye değer bir durum; yazı ki yazarının suretini görmenize olanak tanımayan bir disiplin, yazı ki yazarın, suretinden bağımsız, özgürce at koşturabileceği bir alan... (Ha yazar roman karakterlerinin kılığında fotoğraflar çektirip gazetelerde dergilerde arz-ı endam ediyordur, o başka vaka haliyle.) Ve yine yazı, yazarın, küllerinden doğmasını sağlayan bir mecra - kimi zaman, Rowling örneğinde olduğu gibi, yeni bir persona yaratıp eskisinin (J.K Rowling adının da mahlas olduğu varsayılırsa) etkisiyle körüklenmesini de mümkün kılan.
Şizofreniye varacak açılımları irdelemeyi size bırakıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder