26 Temmuz 2013 Cuma

N-n-n


Leyla Erbil'e veda. İlgili haberlerin bağlantılarını paylaşmak gelmiyor içimden, sadece veda yazılarından birkaçı... Örneğin, bu.

Bir şehir, nasıl korunur, nasıl gelişir, nasıl yenilenir? Bu satırları kulakları sağır eden hilti sesleri eşliğinde yazıyorum, sevgili okuyucu. Umarım ki sizler, darbeli matkapların yaygarasından uzaktasınızdır.

Hayvanlar yergi vesilesi olmasın! Eşeği, köpeği, kemirgeni rahat bırakalım, dilin zenginliklerinden işe hayvanları karıştırmaksızın faydalanalım, temennimiz bu. Kemirgen demişken, 19. yüzyıldan büyülü fener için hazırlanmış bir slayt gösterisinin bağlantısını verelim: Ağzına Fare Kaçan Horlayan Adam. Wikipedia, bu gösterinin, zamanında, izleyenleri coşturduğunu iddia ediyor.

Geçtiğimiz hafta, şair Didem Madak'ın gidişinin ikinci yılı doldu. Kitapları için, buraya


Gramsci Anıtı. Burada değil, New York'ta. Hapishane Defterleri, onlar burada

Bu hafta gözaltına alındıktan sonra ortadan kaybolan şair Atilla Çapraz, çok şükür, bulundu. Çapraz'ın (AX) işleri için buraya

Notları Çapraz'a ait olduğunu sandığım bir mesajla kapatıyorum bu hafta: Her Şeyin Hayırlısı.

Yukarıdaki görsel, Kadıköy'den; 'Her Şeyin Hayırlısı' Büyük Parmakkapı sokak civarından.



1 yorum:

  1. " Üç yaşında sol gözümü kaybettim. Karaçalı dikeni yok etti gözümü. Ondan sonra her şey tekti benim için."

    "Bak benim sol gözüm yok. Güzel gözle bakmak sakıncalıdır. Rahmetlikler bunun için güzel gözle bakar. Hem sarhoşken hem değilken yazarım. Duvar yazıdır. Yazı duvardır. Emek gücüdür duvar yazısı. Soruyorum; sağ gözümde mi daha çok günah var, sol gözümde mi?"

    Atilla Çapraz'ın Ot'un Mayıs sayısına anlattıklarından. Okuyunca beni çok etkilemişti. Ekleyim istedim..

    Gören göz de, görmeyen göz de günahkârdır.

    YanıtlaSil