Burada sık sık önümüzdeki aylarda yayımlanacak şahane kitaplardan bahsediyoruz; işte bunlardan biri, blog yazarınızın kişisel favorisi: Kaplanın Karısı. Yukarıdaki resimde İngiltere edisyonundan bir detay gördüğünüz roman, geçtiğimiz yazın sıcak ve bunaltıcı günlerinde, bir word dosyası formatında elimize geçtiği ve ilk olarak okunduğu sırada dışarıdaki kör edici Ağustos güneşinden daha kuvvetli biçimde parlıyordu diyebiliriz. 1985 doğumlu Tea Obreht'in yazdığı ve özgün bir büyülü gerçekçilikle örülen yapıt, halen ısrarla "Roman öldü," vs. temalı serzenişlerde bulunan kendini bilmezlere yaratıcılığı, dupduru dili ve sürükleyici hikayesiyle müthiş bir salto çakarak cevap veriyor. 26 yaşındaki yazarın mahareti, geçtiğimiz günlerde Emma Donoghue ve Nicole Krauss gibi usta isimler arasından sıyrılarak layık görüldüğü Orange Edebiyat Ödülü'yle de perçinlendi. Hareketli bir yaşam öyküsü var Obreht'in: Bosnalı bir Müslüman olan anneannesi, Slovenyalı bir Katolik olan dedesi ve annesiyle Yugoslavya'da yaşayan ve savaş zamanı önce Mısır'a, ardından Kıbrıs'a kaçan Obreht, 1997 yılında Amerika'ya göçmüş. 16 yaşında üniversiteye başlayan, yaşamı boyunca en çok kitaplarla yakınlık kurduğunu söyleyen Obreht, şüphesiz, çağdaş edebiyatın en parlak yıldızlarından biri. Obreht, Orange Edebiyat Ödülü'ne layık görülen en genç isim bu arada.
Kaplanın Karısı'nı bekleyin!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder