30 Haziran 2010 Çarşamba

Göreceli yoksunluk


Yoksunluk görecelidir. Her saniye açlıktan çocuklar ölüyor, sinek misali. Bunun başka bir yerde gerçekleşiyor olması temel doğruyu çürütmez. Ben bu hapları ezip, ısıtıp, damarıma basıncaya kadar başka bir ülkede, birkaçı da bu ülkede binlerce çocuk ölmüş olacak. Ben bunları yapıncaya kadar binlerce zengin orospu çocuğu, yatırımları meyve verdikçe, servetlerine binlerce dolar katmış olacak.
Hapları ezmek: Aptallığın daniskası. Aslında onları yutup işi mideye bırakmalıyım. Beyin ve damarlar malı doğrudan taşıyamayacak kadar hassas.


...Canki maçoluğu… hayır. Canki gereksinmesi.

Korkuyorum korkmasına, donuma sıçıyorum, ama donuma sıçan ben hapları ezen benden farklı. Hapları ezen ben ölümün bu sürekli çöküşü durdurmak için hiçbir şey yapmamaktan daha kötü olamayacağını söylüyor. Hapları ezen ben tartışmayı her zaman kazanır.

Eroin söz konusu olduğunda gerçek bir ikilem söz konusu değildir zaten. Onlarla sadece malın bittiğinde yüzleşirsin.

(Trainspotting, Irvine Welsh. Çeviren: Avi Pardo.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder