Bu hafta yaptığımız Dünya Kitap Günü çekilişinin sonuçları bu akşam açıklanacak... Takipte kalın.
Notlara hızlıca bir giriş: Charles Bukowski'nin çizimleri. Çizim demişken Sylvia Plath'in ve Flannery O'Connor'ın çizimlerine de bağlantı verelim ve Franz Kafka'ya ait birçok çizimin de günışığına çıkmasının beklendiğini, Max Brod'un İsrail'e götürdüğü elyazmalarının yılan hikâyesine dönen dava sonucunda sergilenmeye başlanacağının konuşulduğunu ve yeni Kafka çizimlerinin ortaya çıkmasının an meselesi olduğunu belirtelim. (Brod, Kafka'nın çizimlerine karşı yazdıklarına dair beslediğinden daha düşmanca duygular beslediğini, kurtaramadıklarını yok etmiş olması ihtimalinin büyük olduğunu belirtmiş. Brod'un Kafka ile ilişkisi, o kadar tuhaf ve sorunlu ki, buna dair ne desem eksik kalır.) Kafka'nın bilinen çizimleri için buraya buyrun, diğerleri içinse biraz daha beklemek gerekecek. Kafka demişken Gustav Janouch'un konu ile ilgili anektoduna atlayalım hemen:
Yanına yaklaştığımda kalemi çabucak çizilmiş tuhaf figürlerin olduğu kağıdın üzerine bıraktı.
"Resim mi yapıyordun?"
Mahcup mahcup gülümsedi. "Hayır. Bunlar karalama sadece."*
Tekrar günümüze dönelim... Haruki Murakami'nin Japonya'da yayımlanan yeni romanı, yine ortalığı ayağa kaldırdı. Romanda geçen -Lazar Berman yorumuyla- Liszt kompozisyonu 'Haç Yıları' için delice bir talep oluşmuş, Japonya'da kitabı okuyanlar, bu kaydın cd'sinin de mağaza stoklarını tüketmişler. Daha roman ortada yok ama buyrun, bahis konusu kayıtlar için bağlantı burada, şimdiden dinleyip kendinizi romanın havasına sokmanız mümkün.
Paraya tapmanın başarı ile ilişkilendirildiği bir kültürel iklimden ara nağme niyetine bir gazete haberi gelsin: Bütçesiz Film Nasıl Çekilir?
Bir kilisenin gerçekleştirdiği reklam kampanyasından notlarla kapanış yapalım: 'Asıl Hipster İsa'ydı!' Hipster meselesinin Beat kuşağına uzanan kökenlerine dair bir blog yazısı gelecek yakında, o zamana dek Converse'li İsa ve kilise için reklam kampanyası temalarıyla ilerleyecek serbest çağrışımları sizlere bırakıyorum.
Evet, açık havada kitap okuma, gökyüzüne bakıp fikirden fikire atlama mevsimi, resmen başlamıştır.
İyi tatiller!
(*Kafka ile Konuşmalar, Gustav Janouch.)
Murakami'nin yeni kitabının açılışını Hüseyin Can Erkin çevirmişti sağ olsun. Buyrun;
YanıtlaSil"Üniversite ikinci sınıf temmuz ayından sonraki yılın ocak ayına kadar Tsukuru Tasaki neredeyse hep ölmeyi düşünerek yaşadı. O arada yirminci yaş gününü de gördü, ama o an onun için özel bir anlam ifade etmedi. O günlerde kendiliğinden yaşamına son vermek, ona çok doğal ve mantıklı geliyordu..."
Bir de şu kısım var, açıkçası merak dozu yükseliyor;
"Bir de Tsukuru Tasaki dışındaki dördü tesadüfen ufak bir ortak noktaya sahiptiler. Dördünün isimlerinde de renkler vardı. İki erkeğin soyadları Akamatsu (Kızıl çam) ve Oumi (Mavi Deniz), kadınların soyadlarıysa Şirane (Beyaz Kök) ve Kurono (Kara Ova) idi.Yalnızca Tasaki soyadının renklerle alakası yoktu..."