5 Aralık 2011 Pazartesi

İmza kabusu

Geçen hafta yazar imzalarından bahsetmiştik, sevgili okuyucu - imzalı kitaplar, halen İdefix Sanal Kitap Fuarı'nda mevcut... Blog yazarınız olarak kitap imzalatma konusunda karmaşık duygular içinde olduğumu belirteyim öncelikle. Yazara duyduğum saygıyla doğru orantılı bir çekingenlikten mustarip olmam nedeniyle hemen hemen tüm kitap imzalatma girişimlerim Seinfeldvari tuhaflıkta olaylarla sonuçlanmıştır, dolayısıyla imzalı kitaplara "güvenli" bir mesafeden ulaşma fikri oldukça cazip benim için. (Kimliğimi anonim tutmam gerektiğinden bunları paylaşamıyorum, ama oldukça tuhaf dediysem oldukça tuhaf şeyler söz konusu.) Öte yandan, yüz yüze imzalattığınız bir kitap söz konusu olduğunda yazar ile kendinize özel birkaç dakika geçirme fırsatı yakalıyorsunuz ki bu, tüm garipliğine rağmen sadece size ait olması dolayısıyla özel bir anı niteliğini taşıyor. Her neyse, sözün özü, sanal fuardan Yaşar Kemal imzasıyla İnce Memed setini almayı başardım ve sevinçlere gark oldum, sevgili okuyucu; diğer türlü olsaydı, yani yazar ile yüz yüze gelseydim eğer, kitap imzalatma temalı tuhaf anılarıma bir yenisini eklemem kaçınılmaz olacaktı. Neyse, şimdi fuarda imzalı Umberto Eco kitaplarını beklemekteyim.
İmza demişken, burada duygusal önemleri üzerinden konuşuyorum ama, imzalı kitaplar koleksiyoncular nezdinde de büyük değer taşıyor. Açık artırmalardan yola çıkarak imzası en değerli kabul edilen yazarlar şöyle sıralanıyor: 1. William Shakespeare (imzasını taşıdığı bilinen 6 nüsha olduğu için - her birine 3 milyon dolar değer biçiliyor) 2. Ernest Hemingway (Hemingway sonuçta, kaç nüsha imzalamış olabilir?) 3. F. Scott Fitzgerald (Halk arasına fazla karışmadığı için olsa gerek) 4. James Joyce (Bir açık artırmada imzasını taşıyan pasaportun 70,000 İngiliz sterlinine satıldığını söyleyelim, ötesini siz düşünün) 5. J. D. Salinger (Ara ki bulasın kontenjanından olduğu için muhtemelen.) Listenin devamı oldukça tuhaf, J.K. Rowling imzası, örneğin Mark Twain'inkinden daha değerli sayılıyor, oysa Rowling halen hayatta; artık orasını da, açık artırma ve koleksiyon uzmanları tartışsın, bizi bağlamaz.

Nihayetinde, imzalı ya da değil, kitaptır okur ile yazar arasındaki köprü - maksat, heyecan olsun, muhabbet olsun. İşin bir de diğer yönü var; yani yazarın, kitabını okumuş ya da okuyacak olan bir yabancıya imza verirken hissettikleri... Etgar Keret, başlı başına birer şaheser olan Tablet makalelelerinden birinde masanın diğer tarafında otururken rahat hissetmediği için icat ettiği ve kurgusal imza adını verdiği şeyden bahsediyor: kitabı, o esnada kurguladığı bir karaktere, yine kurguladığı bir senaryoya gönderme yaparak imzalama olayından. Kurguda, hayatta olduğu gibi, her şey mümkün elbette...

İyi haftalar dileklerimizle.

(Üstteki resimde Hemingway, Hemingway'e karşı. Altta, Egon Schiele imzasıyla bir Gustav Klimt çizimi.)



3 yorum:

  1. Ah bir Salinger imzalı kitabım olsa ya...

    YanıtlaSil
  2. Yazı güzel olmuş bu arada, hem de imzalatmaya gittiğiniz için şanslısınız bence. Ben de istiyorum gitmek, konuşmak, kendime de bir imza alırdım hem. :)

    YanıtlaSil
  3. Ya biraz manyakca olacak ama benim o kitabin imzalandigini gormem lazim sanirim. Bu kadar guvensizlik iyi mi kotu mu? Paranoid Android.

    J.D.Salinger imzali "9 Öykü" mü yoksa Hemingway imzali "Yaşlı Adam ve Deniz" mi, hangisinin hayalini kursam bilemedim.

    YanıtlaSil