Saatlerce hayattan, şundan bundan konuşurlardı; evet, mutluyum, hayır mutlu değilim, o kızı özlüyorum, o işi istiyorum, heyecan arıyorum. Çoğunlukla yalan söylerlerdi. İsteyerek değil ama, çıkıverirdi ağızlarından. Bir süre sonra ikisi de bundan sıkılmaya başladı. Bu yüzden borsadan ve spordan konuşmaya başladılar. Sonra Uzi dört-biralık testi icat etti. Basitti: Her üç haftada bir bir bara gidip dörder bira içeceklerdi. İlkini hiç konuşmadan içeceklerdi. İkincisini kendilerini nasıl hissettiklerine dair konuşarak. Üçüncü ve dördüncü birada da öyle. Her seferinde dolgun bahşiş bırakıyorlardı. Bazen kusuyorlardı, fakat mekân sahipleri buna alışmışlardı. Sonra Eytan bir aylık ihtiyati askerlik görevine gitti, ardından Uzi’nin şirkette büyük bir proje hazırlaması gerekti, bu yüzden altı hafta görüşmediler. O altı hafta zarfında Eytan hippi tarzı bir sakal bıraktı, Uzi ise üç kez sigarayı bırakmaya teşebbüs etti.
(Etgar Keret, Buzdolabının Üstündeki Kız. Çeviri: Avi Pardo. Görsel, Martin Puryear'in işlerinden birine ait. Sizler bu yıl nelere niyetlenip nelerden vazgeçmek zorunda kaldınız?)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder