Haftaya sıcakların verdiği sersemlik içinde merhaba derken, buna da alışacağımız, kertenkeleler gibi sıcaklarla barışık olacağımız günlerin özlemiyle giriş yapıyoruz. İnsan her şeye alışan bir yaratıktır demiş bilgenin biri ya bir zamanlar, vardır bir bildiği... Haftanın ilk haberi, yaz maz dinlemeden, Jonathan Safran Foer'in Hayvan Yemek adlı kitabının ay sonuna doğru raflarda olacağı - uzun zamandır bekleyen okurlara müjdemiz olsun. Foer, şu günlerde Samuel Messer ile ortak bir çalışma gerçekleştiriyor ve ikilinin hazırladığı 'S'nin Retrospektifi' adlı serginin, 21 Haziran'da New York şehrinin Chelsea muhitinde kapılarını açmak üzere olduğu duyuruluyor. S; kurmaca bir karakter, retrospektif de Natalie Frank, Rochelle Feinstein, Francesca Lo Russo, Josephine Messer, Judith Linhares, Njideka Akunyili, Caitlin Cherry, Chie Fueki, Jackie Gendel ve Jennifer Packer gibi ressamların işlerini kapsayacak - Foer, küratör olarak görev aldığı sergi için S adı verilen ressamın yaşam öyküsünü ve yapıtlarıyla ilişkisini kaleme almış - hepi topu 10 adet duvar metninden bahsediyoruz, ancak kurmaca bir karakterin, hayal edilmiş bir ressamın hayatının farklı dönemlerinde 'yaptığı' resimlerin de en az yaşam öyküsü kadar ilgi çekmesi bekleniyor. New York ile başladık, öyleyse oradan devam edelim.. Ay başında New York'ta gerçekleşen kitap fuarı Book Expo'da -henüz global anlamda büyük önem taşımasa da ABD için önemli bir fuar kendisi- birtakım saçma hadiseler vuku bulmuş; bunlardan biri, sıra dışı bir kitap tanıtımının bir fiyaskoya dönüşmesi, allahtan ölü yok, bir yaralı ile gün kapatılmış. Benim Amerikan Devrimim adlı kitabın yazarı Robert Sullivan, George Washington'ın yaşamından bir sahne canlandırma amacıyla iki kayık dolusu insanı East River'a çıkartmış, ancak bir kaza sonucu kayıklardan biri devrilince 7 kişi suların içine batmış. Kazazedelerden beşi kendini kurtarmayı başarırken şanssız olan iki kişi, bir süre sürüklendikten sonra itfaiyecilerin yardımıyla kurtulmuş. Her neyse, reklamın iyisi kötüsü olmaz diye akıllara zarar bir düstur vardır ya; burada feci bir sonun eşiğinden dönülmüş sanki. Neyse, cümlemize akıl fikir dilemekten fazlasını yapamıyorum. Book Expo'nun en ilginç hadisesi, Neil Young ve Patti Smith'i bir araya getiren sohbet olmuşa benziyor; Neil Young'ın otobiyografisi Waging Heavy Peace de ekim ayında -ABD'de- yayımlanacak.
Jacket Copy'den bir havadisle noktalayalım yazıyı: artık devir dijital devri, çağ uygulama çağı; Jacket Copy'nin haberine göre geliştirilmiş olan Write or Die adlı yeni bir uygulama, yazarken tıkanan yazarlara ve yazar adaylarına üretkenlik vaat ediyor. Nasıl mı? Şöyle: Siz yazacağınızı yazmaya başlıyorsunuz, sonra, olur da duraklarsanız, uygulama seçenekler uyarınca sizi dürtüyor. Örneğin, düşük bir modu seçtiyseniz size tatlı uyarılarda bulunuyor -hadi ama, yaz!- ancak kamikaze adı verilen modu işaretlediyseniz durakladığınız takdirde yazdıklarınızı silmeye başlıyor. Bir nevi ya yazacaksın ya yazacaksın, başka yolu yok hesabı... Her neyse, dijital demiştik değil mi? Dijital iyidir.
İyi haftalar!
(Görsel, Rochelle Feinstein. Feinstein, Jonathan Safran Foer'in küratörlüğündeki S'nin Retrospektifi sergisinde yer alacak sanatçılardan biri.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder