3 Nisan 2012 Salı

Dürtü


Soru: Okurlarınızdan aldığınız tepkilerden bahsedebilir misiniz bize biraz?


Öyle çok şey var ki. Çok hoşuma giden bir anıdan bahsedebilir miyim? Küçük bir oğlan çocuğundan geldi. Bana bir kart atmış, bir de resim çizmiş. Bayıldım. Çocuklardan gelen şeylere hep yanıt veririm -bazen biraz aceleye getirsem bile- ama bunu uzun uzun hazırladım. Bir 'Vahşi Şey' resmi de çizip gönderdim. "Sevgili Jim, gönderdiğin mektuba bayıldım," yazdım altına. Sonra annesinden bir mektup aldım. Şöyle diyordu: "Jim attığınız kartı o kadar çok sevdi ki sonunda onu yedi." Aldığım en büyük kompliman bu sanırım. Orijinal bir çizim olmasıyla falan ilgilenmemişti. Gördü, sevdi, yedi.


(Maurice Sendak, okurlarıyla arasındaki ilişkiden bahsediyor. Gülenay Börekçi, Dave Eggers'ın yorumu ile Vahşi Şeyler'in 'birbirimizle iletişim kurmanın yeni yollarını görmek' için bir fırsat olabileceğini söylemiş Egoist Okur'da... Biz sadece keyfinize bakın diyoruz. İçinizdeki vahşi şeye dürtme zamanıdır belki şimdi.)

1 yorum: