Nisan en zalim aydır
Nisanın tartışmaya açık dahi olmayan zulmü bir kenara, kışın miskinliğinden eser kalmamış gibi artık; en azından kültür sanat gündemi, oldukça hareketli. Nisan ayı, Günter Grass ve İsrail arasındaki çekişmeyle başladı - aslında çekişme sözcüğü hafif kaçıyor, ufak çapta bir kriz yaşandı; Grass'ın İsrail'in İran politikasını sert bir dille eleştirdiği, Batı'yı ikiyüzlülükle suçladığı ve geçen hafta bir Alman gazetesinde yayımlanan şiiri üzerine İsrail, Doğu Alman rejiminde yaşamış bir yazarın böylesi eleştirilerde bulunmasının sorgulanması gerektiğini ve kendisine vize yasağı konduğunu açıkladı. Tartışmalar devam edecek gibi görünüyor; İsrail, son olarak Kafka'nın elyazmaları ve Daniel Barenboim'ın Tel Aviv'deki Wagner performansı üzerinden kültür-sanat, politika ve kimlik konularını buluşturarak uluslararası yankı uyandıran benzer tartışmalar içerisine girmişti. Grass, İsrail İçişleri Bakanı'nı Doğu Alman gizli servisi Stasi'nin cani yöneticisi Erich Mielke ile kıyasladı geçen hafta ki tartışmanın kısa zamanda kaydettiği seyir, uzayacağına işaret etmekte. İzleyecek ve göreceğiz.
Yoğurur anılarla istekleri
Bahar başında yenilik özlemi ile el ele giden bir melankoli, bir nostalji eğilimi de sarmıyor değil bünyeyi... Nisan ile birlikte kış ataletinden sıyrılmaları beklenen yayınevleri de bahar listelerini açıkladılar; pek çok ilginç kitap var listelerde, Haruki Murakami'nin 1Q84'ünün Türkçe edisyonu yolda örneğin, ay sonunda okuma fırsatı bulacağız. Yine bir Nisan güzelliği, Orhan Pamuk'un Masumiyet Müzesi, sonunda Çukurcuma'da açılıyor, kitabın metni içinde yer alan bilet ile giriş de serbest olacak. Radikal'ın haberine göre yazar, "En sonunda burası kitaptan bağımsız bir yer oldu, bundan çok gurur duyuyorum," demiş; bize de düşen, kitapta geçen nesneleri ve imgeleri, bu bağımsız evrende ziyaret etmek olacak. 2009 tarihli Sabah gazetesi haberinde müzeye dair bazı beyanatlar var; Pamuk, burada müze girişinde bir video gösterimi olacağını ve eski Türk filmlerinden en güzel öpüşme sahnelerinin izlenebileceğini belirtmiş ve müzenin o dönem tasarlanmış hali hakkında farklı detaylar da eklemiş - yürürlükte olup olmadıklarını da ancak ziyaret ettiğimizde görebileceğiz. Yanılmıyorsam yazar, Masumiyet Müzesi romanının yayımlanması ardından müzeden bahsederken âşıkların kimselerden çekinmeden öpüşüp koklaşabileceği bir yer hayal ettiğini söylemişti - bu arada belirtelim, Pamuk'un The Innocence of Objects adlı, müze ile ilgili görsel ağırlıklı kitabı sonbaharda yurtdışında yayımlanacak, yayınevi: ABRAMS.
Koltukname, Sabah Kitap Eki'nde yer alan bahar kitapları haberine yer vermiş; baharın getireceklerine oradan da göz atabilirsiniz. Bir duyuru da bizden, sağ sütunda göreceksiniz, bir Pinterest sayfası açtık geçen hafta, sizleri de bekliyoruz! Nisanın zulümleri, güzelliklerine ağır basmasın, temennimiz budur nihayetinde.
(Görselde Mark Tansey'nin işlerinden biri: Masum Göz Denemesi. Alıntılar, T.S. Eliot, Çorak Ülke'den, çeviri: Suphi Aytimur.)
İzmir fuarına gelmediniz, o pinterest sayfasındaki bardaktan nasıl da istiyordum, alacaktım bir tane, seneye gelin ama olmaz böyle.
YanıtlaSilMurakami'nin 1Q84 üçlemesi heyecanla bekleniyor elbet, en güzeli de üçleme bir arada, beklemek yok!
Not: Pinterest ne yahu, daha anlayamadım nasıl bir şey, bi saniye. :)
eating animals havalara uçurdu:)
YanıtlaSil