Güvercin, onu küçümseyerek, "Hadi canım, sen de!" dedi. "Ben zamanında sürüyle küçük kız gördüm ama, bu kadar uzun boylusuna hiç rastlamadım. Yoo! Sen bal gibi yılansın, boşuna yalan söyleme! Herhalde şimdi de ömründe ağzına hiç yumurta koymadığını söyleyeceksin bana!"
"Tabii ki yumurta yedim," dedi Alice doğru sözlü bir çocuk olarak, "ama biliyorsunuz küçük kızlar da yılanlar kadar çok yumurta yerler."
"Söylediklerine inanmıyorum," dedi Güvercin, "ama gerçekten yiyorlarsa, onlar da bir çeşit yılandırlar bence."
(Lewis Carroll, Alice Harikalar Ülkesinde. Çeviren: Tomris Uyar. Kitap, Çin'in Hunan eyaletinde sakıncalı bulunarak yasaklanmış, hayvanların insanlar gibi konuşmasının, dolayısıyla insanlar ile aynı seviyede olmalarının kabul edilemez olduğu gerekçe gösterilmiş. Yukarıda Alice, delilerle birlikte çay içmekte; aşağıda ise kitapta bahis konusu olsa da 'konuşmayan' yegane canlı: köpek yavrusu. İllüstrasyonlar John Tenniel imzalı elbette.)
Çinlilerin de mitlerindeki hayvanlar hiç konuşmaz zaten! Dinsel, tanrısal boyutu olunca âmenna her şeye, aksine sansür! Neyse gideyim de Fazıl Say davasına bi bakem.
YanıtlaSilBaşbakana da dava açmışlar,efenim, "hayırlısı olsun."
Neyse...