Yazar olarak işim, gördüklerimin resmini kelimelerle çekmektir. "Sadizm"den bahsediyorsam böyle bir şey var diyedir, uydurduğumdan değil, korkunç şeyler hakkında yazıyorsam bunlar yaşamlarımızda gerçekleştiğindendir. Kötülük savunucusu olduğumdan değil, kötülük kol gezdiğinden böyledir. Yazdığım şeyleri her zaman savunduğumu söyleyemem, bunlar yüzünden çamura batıracak da değilim kendimi. Yazdıklarıma savaş açanların neşe, sevgi veya umut besleyen kısımları görmezden gelmelerini tuhaf buluyorum, çünkü bunlar da mevcut. Günlerim, yıllarım, inişler ve çıkışlar ile geçti benim; karanlıkları da gördüm, aydınlıkları da. Sadece "ışıktan" bahsetseydim ve bunun diğer yüzünü kaale almasaydım, o zaman bir sanatçı olarak yalan söylüyor olurdum. Sansür, gerçeklikleri kendilerinden ve başkalarından gizlemek isteyenlerin aracıdır. Korkuları gerçeklerle yüzleşememekten kaynaklanır ve onlara bu nedenle kızgınlık besleyecek değilim. Sadece dehşetli bir üzüntü duyuyorum. Büyüdükleri sırada varlığımızın mutlak gerçeklerinin bazılarından korumuşlar kendilerini. Pek çok şeyin olduğu bir dünyada tek bir yana bakmaları gerektiğini bellemişler. Yerel bir kütüphanenin kitaplarımdan birine savaş açıp raflardan indirmesine üzülmedim. Bir anlamda birilerini sıkışıp kaldıkları noktalarda hareket etmeye zorlayan bir şeyler yazdım diye gurur bile duyuyorum. Ama bir başkasının kitabı sansürlendiğinde inciniyorum, evet, çünkü bahis konusu kitap çoğu zaman muhteşem olur ve onlardan pek fazla yoktur; zamanla bu kitaplar klasikleşiyor ve bir zamanlar ahlak dışı ve rahatsız edici bulunan bu kitaplar üniversitelerde okutulmaya başlanıyor.
Kitabım bunlardan demiyorum ama içinde yaşadığımız bu çağda, bu zamanlarda, yaşadığımız her an -ki çoğumuz için yaşanan son an olabilir bu- hâlâ aramızda küçük, öfkeli insanlar, cadı avcıları ve gerçeklik inkarcıları olduğunu bilmek, son derece onur kırıcı ve inanılmaz üzücü. Ancak onlar da bizimle beraberler, bütünün bir parçası onlar da ve eğer onlar hakkında hiçbir şey yazmadıysam, yazmam gerekir ve belki de, burada yazdıklarım yeterlidir.
Hep beraber iyileşmemiz umuduyla,
(Charles Bukowski'nin Hans van den Broek'e mektubundan kesit, sene 1985. Sıradan Delilik Öyküleri, Hollanda'da bir yerel kütüphane tarafından sakıncalı bulunurak raftan indirilmiş, van den Broek, yazardan bu konuda görüş istemiş. Hep beraber iyileşmemiz umuduyla.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder