Birden soğuk; çok soğuk. Mum tamamen eridi nerdeyse. Odadaki tek ışık televizyonun ışığı. Siyah beyaz bir şeyler oynuyor… ama televizyon siyah beyaz olduğu için siyah beyaz bir şeyin oynaması kaçınılmaz… renkli bir televizyonla, farklı olurdu… belki.
Donuyorum, ama hareket etmek insanı daha da üşütür; ne yaparsan yap ısınamayacağını idrak edersin çünkü. Hareketsiz kalırsam en azından kendime şöyle bir kımıldayarak ya da sobayı yakarak ısınma gücüm olduğunu söyleyebilirim. Bu numara tamamen hareketsiz kalmakla ilgili. Amına koduğumun sobasını yakmak için yerinden kalkmaktan daha kolay.
Birden başka biri var odada benimle. Spud, galiba. Karanlıkta anlamak güç.
Hiç konuşmuyor.
“Spud… Spud…”
Bir şey demiyor.
“Gerçekten çok soğuk moruk.”
Spud, eğer gerçekten oysa, yine bir şey demiyor. Ölmüş olabilir, ama ölmemiştir muhtemelen, çünkü gözleri açık galiba. Ama o da hiçbir şey ifade etmez.
(Uyarlamalardan bu kadar bahsedip Danny Boyle'un Trainspotting'ini es geçmek olmaz. Danny Boyle, Welsh'in romanının devamı Porno'yu da beyazperdeye uyarlamak için beklemede. Ewan McGregor, Renton rolü için istekli değilmiş. Yukarıdaki pasaj elbette Trainspotting'den; çeviren: Avi Pardo.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder