1 Mart 2011 Salı

Dünyanın harikaları


Böyle sürüklenip durursun işte. Tek açıklaman monotonlaşır, ne yorucu. Bağırmalar, çağırmalar, sürekli ben, ben, ben. Neleri kaçırdığının farkında mısın? Kuşların renkleri, hayat dolu bir yelpaze. Gökteki ay. O, şu...bir sürü şey işte, bir sürü şey kaçırdığını söylemekle yetinelim. Dünyanın harikalarına açık bazı ilginç insanlar okyanusları aşıyor, dağların tepelerine resim sehpaları kuruyor. Oysa sen, senin tek yaptığın vızıldanmak. Duygusuz bir acıyla kıvranmak. İstek ve şikayetle sessiz sedasız inlemek. Şu inildeyen, kesintisiz sesin. Onları deli ederdi, kesin. (Bilinmeyen, Joshua Ferris. Çeviren: Hatice Taş)

Geçtiğimiz hafta Hürriyet Keyif, Bilinmeyen ve Ve İşimiz Bitti'nin genç yazarı Joshua Ferris ile hayli ilgi çekici bir söyleşiye yer vermişti; The Guardian da bu arada yazarla ilginç denebilecek bir soru-cevap hadisesi gerçekleştirmiş - söyleşi demek istemiyorum, daha çok kısa kısa ve anket benzeri sorular yöneltilmiş yazara, tamamı flaş kurgu kıvamında ve kimi cevaplar özellikle vurucu, bu vesileyle Ferris'in iflah olmaz bir Pynchon hayranı olduğunu da öğreniyoruz... Tüm soru-cevaplara yer vermiyoruz burada, yalnız finale özellikle dikkat, Ferris'e aldığı en güzel öpücük soruluyor ve yazar bir Hitchkock sahnesiyle cevap veriyor - kurgunun yaşamın çatısını yükseltmesi hadisesine şahane bir örnek.


G: En mutlu olduğunuz an ne zamandı?

J.F: Her ne zaman ise, farkında olmamışım.

G: En büyük başarınız nedir hayatta?

J.F: Sabahları yataktan kalkabilmek.

G: Gece sizi ayakta tutan nedir?

J.F: İlaçlar etki edene değin, her şey.

G: En sevmediğiniz özelliğiniz?

J.F: Narsizm.

G: Başkalarında en sevmediğiniz özellik?

J.F: Bana yeterince ilgi göstermemeleri.

G: En büyük hayal kırıklığınız neydi?

J.F: Büyük hayal kırıklıklarımla başa çıkamamam.

G: Aldığınız en güzel öpücük?

J.F: Arka Pencere'de, Grace Kelly Jimmy Stewart'a doğru eğilince. (...)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder