Şudur neredeyse imkânsız olan görev: Başkalarının iktidarının da kendi iktidarsızlığımızın da bizi aptallaştırmasına izin vermemek.
Yazının görseli, sanatçı Sandy Skoglund'a ait; Skoglund detaylı mizansenler, hatta setler kurup çektiği fotoğraflarla öne çıkan bir figür, son işlerinden biri 'Gerçek Kurgu" (True Fiction) adını taşıyor. Bir söyleşide kendisine artık neredeyse dev bir veritabanından ibaret olan dünyada yeni görseller yaratmanın bir önemi olup olmadığı soruluyor; Skoglund, bu görüşe karşı çıkıyor ve dünyanın dev bir veritabanına indirgenmesinin mümkün olmadığını söyleyerek sözlerine şöyle devam ediyor: "Bana kalırsa içinde bulunduğumuz çağda dijital medya olanaklarının sağladığı iletişim imkanları insanlar açısından önem taşıyor. İnsan olarak sosyal etkileşim ihtiyacı duyuyoruz. Hapishanelerde tecrit en ağır cezalandırma biçimlerinden biridir. Dolayısıyla sosyal medya, amaç değil araçtır. Amaç hep aynıdır aslında: Fazla tutarlı olmayan bir dünyada birbirimize destek olmak. Ancak sıkıntımızı paylaşarak destek olabiliriz birbirimize."
Yaşarken, neredeyse ışık hızıyla değişen anlamsız bir gündemi izlerken ve bu yazıları tam da bu ortamda yazarken kocaman bir okyanusa şişe içinde bir mesaj fırlatmış gibi hissetmemek elde değil kimi zaman. Skoglund'un sözleri, tam da bu noktada, ışıldıyor.
Sesinizi duyurun.
(Alıntı:Minima Moralia, Theodor W. Adorno. Çeviren: Orhan Koçak ve Ahmet Doğukan. Metis, 1998. * Yazının başlığı için: Ben Sana Mecburum, Atila İlhan.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder