8 Şubat 2011 Salı

Uğursuz bir biçimde*


"Gözlerim kapalıyken tanıdık bir kitaba uzanıp kokusunu içime çekerdim. Bu, beni mutlu etmeye yeterdi." - Haruki Murakami

Joe Meno (Lanetlilerin Saç Stili, Ayrıntı 2009) The Late American Novel adlı derlemede yer alan makalesinde kitapların insanların hayal etme ihtiyacından doğduklarını ve bu ihtiyacın bu zamanda her zamankinden daha baskın olduğunu söylüyor. Meno'nun makalesi, her kitapseverin hassas noktalarına dokunacak şekilde kurgulanmış; okuduğu ve onu sarsan kitapları, okuması gerektiğini düşündüğü için okuduklarını ve hoşlandığı kadının okuduğu kitaplardan yaptığı çıkarımları samimiyetle anlatıyor ve hangi formatta olursa olsun 'kitabın' başlı başına bir alan olduğunu ve bizleri etken biçimde hayal kurmaya, kelimeleri birleştirip olayları gözümüzde canlandırmaya ve gözümüzde canlananları kendi anı, hayal ve ideallerimize bağlamamıza yardımcı olduğunu hatırlatıyor. Bu açıdan biricik bir tecrübe sunuyor her kitap okuruna; öyle ki bunu betimlemeye çabalamak, kitabın formatını tartışmaktan daha saçma. Her neyse.

Tüm dünya ile birlikte Mısır'da olan biteni takip ettiğimiz bir hafta geçirdik. İskenderiye Kütüphanesi'ni yağmacılardan korumak için el ele verenleri gördünüz mü peki? Borges'i ve insanlar yeryüzünde yaşadıkları sürece yaratıcılıklarının envanteri olan Kütüphane'nin yıkılamayacağını, defalarca yok edilse bile yeniden ve yeniden doğacağı iddiasını anmadan olmaz sanıyorum. Günümüz İskenderiye Kütüphanesi 2002 yılında Mübarek'in desteğiyle kurulmuş ve öncülünün anısını yaşatıyor, kendi varlığının yanında elbette. Liderler gitse de kitaplar kalıyor. Borges'i anarak bitirelim; dünya, uğursuz bir biçimde gerçek ve kitaplar iyi ki var. İyi ki.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder