"Sürgün hakkında bir konuşma yapmak için davet edildim buraya. Elime geçen davetiye İngilizceydi ve ben İngilizce konuşmam. Konuştuğumu sandığım bir dönem olmuştu ya da en azından bir zamanlar, ergenliğimde, İngilizcemin İspanyolcam kadar iyi ya da o kadar kötü olduğunu sanırdım. Üzgünüm ama o günler geride kaldı. İngilizce okuyamıyorum. Mektuptan anladığım kadarıyla, burada sürgün hakkında konuşmam gerekiyor. Edebiyat ve sürgün hakkında. Ama tamamen yanlış anlamış olabilirim ki düşündüğümde bu işime de geliyor, çünkü sürgüne inanmıyorum, özellikle de edebiyat kelimesiyle yan yana geldiği zaman." (Roberto Bolano, Between Parentheses. Viyana, Avusturya Edebiyat Cemiyeti Konuşması.)
Çok sevdiğimiz yazarlardan Roberto Bolano'nun kayıp romanı olduğu iddia edilen The Third Reich, önümüzdeki aydan itibaren The Paris Review dergisinde tefrika olarak yayımlanmaya başlanacak. Müthiş bir haber bu; Bolano'yu henüz tanımıyorsanız, kitaplarına bir göz atmanızı şiddetle tavsiye ederiz. Şili doğumlu yazar, kendini bir şair olarak gördüğünü söylese de özellikle ölümü sonrası yayımlanan romanlarıyla ilgiyi hak ediyor. Başlangıç için Vahşi Hafiyeler'in damardan gerçekçiliğini şiddetle öneririz.
Bu büyük yazardan kısa öyküler yazanlara bazı tavsiyeler (Liste uzun, sadece bir kısmına değinebiliyoruz): 1. Kısa öykülere asla teker teker girişmeyin. Tek öyküyle başlarsanız işe, ölene değin aynısını yazıyor olmanız işten değil. 2. Aynı anda ya 3 ya da 5 tane yazmalısınız. Enerjiniz varsa 9 veya 15 de olabilir. 3. Aynı anda 2 kısa öykü birden yazmak, tek bir kısa öykü yazma isteği kadar baştan çıkarıcı olabilir... 6. Kısa öykü yazarı cesur olmalıdır; üzücü ama gerçek bu. 12. Çehov ve Raymond Carver okuyun, çünkü bu ikisinden biri 20.yüzyılın en iyi yazarıdır.
Sevgililer Günü adı altında yapılan propagandaya doyduysanız eğer, bizden yukarıdaki son maddeye ek bir tavsiye: Çehov'dan Köpeğiyle Dolaşan Kadın. Karpuz yerken tasvir edilen bir erkek, hiç böylesine kalp kırıcı olmamıştı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder