25 Eylül 2012 Salı

Garip!



Tuhaf zamanlar vesselam; geceleri duyulan ürkütücü sesler mi dersiniz, 2012 felaket senaryoları mı, orasına siz karar verin, ancak hayatın dinmek bilmeyen parazit sesleri eşliğinde yaşandığını söylemek yanlış olmaz sanıyorum - öyle ki aslolanı duymak için tüm bu biteviye gürültüyü ayıklamak şart.

Geçen hafta Guardian'da bir haber okudum; haber, Lady Gaga'nın son albümünü kaydederken çırılçıplak olduğunu ve bunu -bu habere konu olmak için değil- yaratıcılığını bütünüyle salıvermek için yaptığını ima ediyor ve yazarların bu konuda çekimser kaldığını belirtiyordu. Guardian'a göre en cüretkar yazarlar pijamaları içinde yazmaktan öteye geçmiyormuş, örn. George Orwell. (Parazitten boşuna bahsetmemişiz, parazit her yerde, her an mevcut, sadece gece 1.00'de viral bir fenomen kılığında rastlanmıyor kendisine.) Yazarın çalışırken nasıl giyindiği pek ilginç değil bana kalırsa, yazarın cüretini de giyim tercihleri üzerinden değerlendirmek biraz saçma; ama bu yazı vesilesiyle ayakta yazan isimleri tarama şansım oldu ki masa başında saatler geçiren biri olarak, bu beceriyi kıskanmadığımı söylemem güç. Örneğin Philip Roth'un volta atarak yazdığı ve her sayfa için ortalama yarım mil katettiği söyleniyor ki, ne diyelim etkileyici, gerçekten çok etkileyici. Ayakta yazan yazarlardan bazıları şöyle: Ernest Hemingway, Vladimir Nabokov, Lewis Carroll, Thomas Wolfe. (Bu liste tartışmaya açık aslında; Nabokov ve Wolfe'un oturarak yazdıkları da biliniyor.) Ayakta yazmak nasıl oluyor derseniz türlü metod mevcut ancak buna karşın Truman Capote'nin her zaman yatarak yazdığını ve kahvesiyle sigarasının olmazsa olmazları olduğunu belirterek ayakta yazanlara meydan okuyan bir parazit salalım bari evrene, o kadarı da bize düşsün artık.

Günde altı saatten fazla oturmanın ölümcül olabileceğini duydunuz mu peki? Öyleymiş. Şu ayakta yazı meselesini yeniden değerlendirmek gerek. Öte yandan, Melville House, fazla giyinik olmayan yazar resimleri derlemiş, merakınızı uyandırdıysa buraya buyrun. 

(Yukarıdaki görselde çıplak bir Hemingway gazete okuyor, altta ise Capote, görünüşe bakılırsa yazmak için uyguladığı metoda dinlenirken de başvuruyor.)






2 yorum:

  1. Proust'un da yatarak yazanlardan oldugu soylenir,uzerinde o hiç çıkarmadığı paltosuyla beraber
    Bir de yazabilmek için koşanlar var hem de uzun uzun:)
    bakınız:Murakami :)

    YanıtlaSil
  2. ayakta yazmak hiç de zor değil.
    hatta oturarak yazmaya kıyasla daha dikkatli olmaya zorluyor yazarı.
    neredeyse tümünü ayakta yazdığım bir metnim vardı: her kelimeyi bir adım olarak düşünmüştüm. okuyucuya doğru atılmış bir adım.

    peki okuyucusunu ayağa kalkmaya davet eden metinler hakkında ne düşünürsünüz?

    oturarak, uzanarak okunamayan metinler, okuyucuyu ayağa kaldıran metinler bana kalırsa ayakta yazıldığı söylenen metinlerden daha dikkate değer.

    kim en son sizi ayağa kaldırdı?

    hangi okuduğunuz metin sizin oturmanızı, uzanmanızı engelledi?

    sizi harekete yönelten metinler hakkında konuşabilir misiniz?

    koşanların yazdıkları bir kenara, yazdıklarını okurken koşmak istediğiniz yazarlar kimler?



    YanıtlaSil