10 Eylül 2012 Pazartesi

Kağıt!


Buruşturup attığınız topakların, ellerinizi kuruladığınız havluların, bir kenara attığınız defterlerin, cüzdanlarınızı kaplayan faturaların, gün sonunda çöpü boylayan gazetelerin, içki şişelerini saran yaprakların, sararan fotoğrafların ve gündelik hayatın hay huyu içerisinde yitip giden pek çok şeyin özünde kağıt hamuru yer alır. Hem ekonominin kalbinde hem de klozetin dibinde yatan, nihayetinde, kağıttır yine. Banknotlara, kutsal kitaplara ve tuvalet kağıdına onun sayesinde kavuşulur. Uçarılığa meyilli sözü tutan, yazıyı koruyan odur... Tetanoz tehlikesi yaratmaz ya da oluk oluk kan akıtmaz belki ama, ters bir hareket sonucu teninizi kesti mi, acı acı sızlatır. Söylenen sözler unutulur belki ama kağıda dökülenler, onlar kalır; buruşturup atmadığınız sürece.
Kağıt kesiği niteliğinde bir roman hazırladık: Kağıt İnsanlar. Makinelerin çarkları dönerken saf bir şeylere tutunmak isteyenlerin, limon ekşiliğinde büyüme sancılarının, sızısı dinmek bilmeyen onulmaz kalp yaralarının, kederini alıp yatarken başucuna koyanların öyküsü. Belki de, her şeyden öte, kadere karşı verilen savaşların.
Yeryüzünde yaşama mahkum olanlar, medeniyetin en başından beri, göklerdekilerin insafı için dua etmiştir. Göklerdekiler tayfasından Satürn, melankolik bir gezegendir ve kendi çocuklarını yemesiyle bilinir.
Kağıt İnsanlar, hafta ortasından itibaren, tüm kitapçılarda. Sözün bitip kağıdın başladığı yerin derinine inmek için.
(Görsel: Liz Hammon'un kağıt işlerinden.)

1 yorum:

  1. 2011 yılı aralık sonlarında haberdar ettiğinizden beri sabırsızlıkla bekliyordum. Nihayet okuyabileceğiz. Teşekkür ederim. Darısı diğer kitapların başına.

    İyi çalışmalar.

    YanıtlaSil