Geçen hafta Zombi'nin çıktığını duyurmuş ve öldürme & yaratma teması üzerinden bir girizgah yapmıştık. Zombi'nin ana karakteri Quentin P_ tam da bu bağlamda, yani öldürme & yaratma damarında yer alıyor. (Kitaplardan konuşmayı sevmekle beraber, konularını anlatmaktan hiç hazzetmiyorum ve cam kırıkları üzerinde yürür gibi oluyorum sevgili okuyucu, bilmem farkında mısın?) Quentin'in fantezileri akla hayale sığmayacak boyutlarda dehşet içeriyor; "gerçek hayattan" ilham alıyor olması da oldukça düşündürücü. Vahşi bir dünyada yaşıyoruz ve vahşet, sadece üçüncü sayfa haberlerinde değil, dört bir yanda tomurcuklanır halde, bunu anımsatmaya gerek yok sanırım... Lobotomi uygulamasınından ötürü 1949 yılında bir doktorun Nobel Tıp Ödülü aldığını biliyor muydunuz? Lobotomi, romanda Quentin'in fantezilerini de süsleyen bir prosedür; Sovyetler "delileri moronlaştırdığı" iddiasıyla bu prosedürü 1950 yılında yasaklamışlar, ABD'de ise psikozlu hastaların bakımını kolaylaştırdığı ve onları "sakinleştirdiği" iddiası ile uygulanması 1970'lere değin sarkmış - 1970'ler sonrasında geliştirilen ilaçlar, zaten bir buz kıracağının frontal loblara verebileceği fiziksel hasarın fazlasına kadir olduklarından tercih edilir olmuşlar. Çeşit çeşit lobotomi var elbette, ancak temelde, burun veya göz yuvasından içeri sivri bir alet sokarak beynin ön loblarını yaralama prensibi lobotomi prosedürünün temelinde yatıyor. Zombi'de lobotomi hayalleriyle kendi 'zombilerini' yaratmayı tasarlayan bir katil söz konusu; romanın ilham aldığı gerçek yaşam figürü Jeffrey Dahmer'ın birden fazla kurbanına farklı yöntemlerle lobotomi uygulamaya çalıştığı ve kurbanlarının bedenlerini yediği de biliniyor... İnsan, insan öyle bir canlı ki, kurgu ya da gerçek fark etmiyor, şairin dediği gibi, şeytanın bacağı kırık kalıyor, insan derken.*
Dün görseldeki düzeneğin ne olduğunu düşündüğünüzü sormuştuk; işte cevabı: Victimless Leather adıyla anılan bilimsel/sanatsal projeden küçük bir kareydi gördüğünüz. Oron Catts ve Ionat Zurr'un Tissue Culture and Art Project kapsamında yarattığı, polimer bazlı bir materyele insanlardan alınma kemik hücresi ve farelerden alınma farklı hücrelerin aşılanmasıyla üretilen minicik ve yarı-canlı bir "deri" ceket; bir farenin giyebileceği ebatlarda. Victimless Leather adıyla anılan bu proje, pek çok şeyin öncülü olabileceği gibi, hayvanların maruz kaldığı zulümleri de böylelikle vurgulamayı ve alternatiflerin geliştirilebileceğinin altını çizmeyi amaçlıyor... İnsanlar yaşadıkça, yaratmanın ve öldürmenin ardı arkası gelecek gibi görünmüyor. Yaratmaya ve öldürmeye dair bu kadar konuştuk madem, Nietzsche ile bağlayalım: "Size söylüyorum: insan içinde kaos barındırmalı ki, dans eden bir yıldız doğurabilsin. Size söylüyorum: içinizde hâlâ kaos var."
(Nietzsche,İşte Böyle Dedi Zerdüşt. Çeviren: Ahmet Cemal, Pinhan, 2011. * Birhan Keskin, Soğuk Kazı. Görsel, Dieter Appelt. Aydınlık günler dileklerimizle...)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder