13 Mayıs 2011 Cuma

Beter


Çavdar Tarlasında Çocuklar benim için hep özeldi çünkü epey gençken okudum - 18 yaşımda falan. Manhattan'a, Yukarı Doğu Yakası'na ve New York şehrine dair fantezilerimle örtüşüyordu. O dönem okumam gereken diğer kitaplar düşünülürse müthiş bir ferahlama sağlamıştı bana, çünkü okuduğum diğer her şey ödev gibiydi... Okuru eğlendirmek yazarın görevidir. Salinger bu görevi ilk cümleden başlayarak yerine getirir. O yıllarda kitap okumak ve keyif beraber düşündüğüm şeyler sayılmazlardı. Okul için okurdun, okuman gerektiği için okurdun, belli tipteki kadınlarla sohbet için okurdun. Keyif için okunmazdı. Ama Çavdar Tarlasında Çocuklar farklı olmuştu. Eğlenceliydi, benim konuştuğum dilde yazılmıştı ve atmosferi duygusal anlamda bana hitap etmekteydi. Tekrar tekrar okudum ve her seferinde hoşuma gitti.

(...)

S: Salinger'ın ana karakteri hayatın çirkinliği karşısında öfke duyar. Sizi öfkelendirenler neler?

İnsanlığın içinde bulunduğu çıkmaz: bir kabus yaşıyor olduğumuz gerçeği ve herkesin bunu örtmek için bahaneler bulması. En iyi durumda bile, hayat gayet korkunç bir teşebbüs. Ve insanların davranışları bunu olması gerekenden çok, çok daha beter kılıyor.


(Woody Allen, Five Books söyleşisi. Görsel Allen'ın klasiği Manhattan'dan; Woody ve çok, çok genç bir Mariel Hemingway, gezinmekte.)

2 yorum:

  1. Woody Holden'ı seviyor olabilir ama Holden Caulfield Woody'den nefret ederdi.

    Birisi, hayatta tek istediğinin çavdar tarlasında oynayan çocukları uçuruma düşmekten alıkoymak olduğunu söylerken, diğeri bebekliğini bildiği çocuğa karşı cinsel bir çekim hissedebiliyor.

    YanıtlaSil
  2. Kanımca çavdar tarlasında çocuklar metaforu, çocuk sevgisi ötesinde, masumiyetten yoksun bir dünyada masumiyet özlemini belirtmesi açısından önem taşıyor. Holden, bir roman karakteri ve Woody'yi sevip sevmeyeceğini kestirebilmek için Woody'nin karakteri hakkında magazinel veriler ötesinde bir bilgi sahibi olmamız gerekir ve o zaman dahi, ancak spekülasyon yapıyor oluruz. Açıkçası, kimin kime cinsel çekim duyduğunu değil, ortaya koydukları işleri değerlendirmek daha mantıklı.
    Elbette ki herkesin görüşleri kendisini bağladığı gibi, yaşam tarzı da kişinin kendi seçimidir - dolayısıyla bir edebiyat blogunda böylesi bir tartışma açmayı pek doğru bulmuyorum.

    YanıtlaSil