Yazın sanatında gerçekçilik denilen şeyden daha anlaşılmazı yoktur. Çünkü bu gerçekçiliğin gerçekliği hangisidir?
Doğru olan şu ki gerçekçilik denilen, tümüyle dışta olan, görünürde olan, kabuksal ve öyküsel olan şey, yazınsal sanatla ilgilidir, şiirsel ya da yaratıcı sanatla ilgili değil. Bir şiirde -ve en iyi öyküler şiirlerdir- bir yaratıda gerçeklik eleştirmenlerin gerçekçilik dedikleriyle ilgili değildir. Bir yaratıda gerçeklik, içten, yaratıcı, istençli bir gerçekliktir. Bir ozan yarattıklarını -canlı yarattıklarını- gerçekçilik denen yollarla yaratmaz. Gerçekçilerin kişileri genellikle iple oynatılan ve göğüslerinde Maese Pedro'nun sokaklardan, alanlardan, kahvelerde toplayıp defterine not ettiği tümceleri yineleyen bir gramofonla dolaşan giyinik mankenlerdir.
Bir insanın içten gerçekliği, gerçek gerçekliği, sonsuz gerçekliği, şiirsel ya da yaratıcı gerçekliği hangisidir? Bir insan ister etten kemikten olsun, isterse kurgu dediğimiz türden olsun aynıdır. Çünkü Don Quijote Cervantes kadar gerçektir; Hamlet ya da Macbeth Shakespeare kadar gerçektir. (...)
Bir insanın en içten, en yaratıcı, en gerçek parçası nedir?
(Üç Örnek Öykü ve Bir Önsöz, Miguel de Unamuno. İş Bankası Kültür Yayınları; çeviren: Yıldız Ersoy Canpolat.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder