22 Ocak 2014 Çarşamba
Düş
... Yalnızlığımın tek başınalığından bıkmıştım. Yalnızlık sözünün hemen yanı sıra tek başınalık imgesini kullanmam alay konusu edilebilir. İkisi de eşanlam sayılıyor çünkü. Hiç de öyle değil. Birlikte, ortaklaşa yalnızlık diye bir şey olabileceğini düşünmüyorlar. Ben buna en çok Hiçlemciler ülkesinde tanık oldum. Yalnızlıklarını başbaşa verip ballandırmak için denizler çekmişler ülkenin dört bir yanına. Kıyılarından açığa doğru giden akıntılar aşılamışlar sulara. Ne tekne, ne de kişi yanaşabilsin diye dışarıdan. Hiç kimsenin yanaşamadığı yere sen nasıl oldu da girebildin diye beni yalancı durumuna düşürmeyin. Ben bunu düşlerimden birinde gördüm. Ne yapayım can sıkıntısını bastırmak için soluğu düşlerde alıyorum. Ne var ki benimkiler sağlam, girgin düşler. Denizmiş, akıntıymış, hiç oralı olmuyor. Tüm engellerin üstesinden geliyor.
O da olmasaydı nasıl dayanırdım?
(Feyyaz Kayacan; Gibiciler, Yeditepe Yayınları. 'İyilik Uzmanları' adlı öyküden... Görselde Kırmızı, Anish Kapoor'un Sabancı Müzesi'nde yer alan işlerinden.)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
keşfedilesi bir yazarmış. not ettim. teşekkürler.
YanıtlaSilbir de blogun izleyiciler kısmı gitmiş sizin de.
şurada vladimir anlatmış sağ olsun. buyrun.