13 Kasım 2012 Salı

Rutin




Sevgili Jane,

Benimki gibi darmadağınık akıp gidiveren bir yaşantıda, uyku, açlık ve iş bana danışmadan kendi aralarında anlaşıp sıraya giriyor. Yorucu detaylar konusunda bana danışmadıklarına minnetarım aslında. Şöyle bir durum söz konusu: saat 5.30'da kalkıyorum, 8.00'e değin çalışıyorum, evde kahvaltı ediyorum, 10.00'a kadar çalışıyorum, şehirde biraz yürüyüş yapıyorum, ufak tefek işlerimi hallediyorum, yakınlardaki halka açık yüzme havuzuna gidiyorum ve havuz bir tek benim oluyor o zaman, yarım saat yüzüyorum, eve 11.45'te dönüyorum, posta ile gelen mektupları okuyorum, öğle vakti yemek yiyorum. Öğleden sonra okul için işlerimi hallediyorum, ya ders veriyor ya da dersime hazırlanıyor oluyorum. Okuldan eve saat 17.30 gibi döndüğümde tıngırdamakta olan zihnimi birkaç bardak skoç ve su ile (1/5 galonu 5 dolar şehrin alkol satan tek dükkanında. Bir sürü bar var ama) dinginleştirip yemek hazırlıyor, okuyor ve biraz caz dinliyorum (burada radyo istasyonları güzel çalıyor.) Saat 10 gibi yatmaya gidiyorum. Durmadan mekik ve şınav çekiyorum ve inceliyormuşum gibi hissediyorum ama belki de öyle değildir. Dün gece zaman ve bedenim bir olup beni sinemaya götürmeye karar verdiler. Umbrellas of Cherbourg'u gördüm ve çok etkilendim. Benim gibi darmadağınık, orta yaşlı bir adam için biraz yürek burkucuydu.

Ama dert değil, yüreğimin burkulması hoşuma gider.

(Kurt Vonnegut'un Cape Cod'da yaşayan eşine, Iowa Üniversitesi'nde ders verdiği dönemde yazdığı mektup, yazarın zaman ile olan ilişkisinden dem vuruyor. Kaynak Brain Pickings. Mektubun yazılış tarihi: 28 Eylül 1965. Görsel Londra'dan, sanatçı: Abraham Clet.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder