Bir siyam kedisi ve ben... pek çok şeyi geriye doğru unutuyoruz...*
Nerelerdeydin dersen buradaydım sevgili blog okuru, insan bazen sessizlik ihtiyacı duyuyor, küçük bir kafa tatili yaptım. Ha, yaptım yapmasına da dinlendiğimi sanmayın, blogdan uzak durdum sadece, aslında senenin en yoğun dönemini yaşıyoruz, kitap fuarı için geri sayım başladı, önümüzdeki senenin programı düzenleniyor, kitap seçimleri yapılıyor - yoğunluk had safhada. Üstelik bu ay bir değil, iki kitapla ve bir değil, iki İskoç yazarla karşınızda olacağız, sevincimiz büyük.
Önce, çağdaş edebiyatın mühim metinlerinden biri olan Muriel Spark imzalı Bayan Jean Brodie'nin Baharı, Püren Özgören'in şahane çevirisiyle, ardından ise Irvine Welsh'in -Kıvanç Güney'in özgün ve kıvrak bir dille aktardığı- romanı Porno gelecek. Tüyap'ta blog takipçilerimiz için bazı güzellikler olacak, ayrıca müjdeli duyurular kapıda. Güncel haberler için, bizi takip etmeye devam edin!
Bayan Jean Brodie'nin Baharı, gündeş edebiyat odaklı çizgimizde yer alan ağır toplardan biri; 1961 yılında yayımlanmış, zamanda ileri-geri sıçrayarak yapılandırılmış anlatım tekniğiyle çığır açmış, bir tuhaf roman. Püren Özgören'in soluğuyla şu kasvetli kasım günlerinde bambaşka bir döneme, bambaşka açılardan göz atmak için birebir.
Porno, Muriel Spark'ın bu klasik metni yanında daha deli dolu kaçıyor elbette; Trainspotting'in devamı niteliğindeki metin, 90'lı yılların parti ve kayboluş ortamlarında bıraktığımız karakterlerin 2000'lerin cilalı imaj çağına uygun biçimde dönüşümlerini son derece ironik ve eğlenceli bir bakışla ortaya koyuyor. Kendi vitrinlerinin yansımalarıyla yaşananlar, -mış gibi yaparak göz boyama derdine düşenler, vs. Etrafınıza bir bakın, sayıca bu kadar çok olduklarına inanamayacaksınız... Şairlerin dediği gibi kolpa malzemeden yontulmuş putlardan, naylon adamlarla kadınlardan geçilmiyor ortalık, bizden söylemesi. Porno, bu başı bozuk, tuhaf zamanlarda yaşama uğraşının parodisini, son derece zekice ve esprili bir dille sunuyor.
(Yazıya Lale Müldür'den bir dizeyle girdim - sahaf festivalinde 'Anne Ben Barbar mıyım?'ın eski bir baskısını buldum da karanlık kasım akşamlarını Müldür'ün morlarıyla renklendiriyorum bu ara, kapaktaki düz yazılar ibaresini güz yazıları diye algılamam da cabası... Kapatırken Animal Triste'den bir alıntı yaparak sıçrayışla bitireyim hareketi: "... ölümcül bir şok ya da ömür boyu sürecek bir travma ancak bayılmakla önlenebilir. Unutmak ruhun bayılmasıdır." Ne diyorduk? İyi haftalar! Görselde, siyam olmasa da kedi, en hasından hem de, üstelik içinde yattığı vitrini hiç mi hiç umursamıyor. Animal Triste alıntısı Monika Maron imzalı romana ait; yayınevi: Alef, çeviren: Mustafa Tüzel. Anne Ben Barbar mıyım yaz ile kış arasındaki huzursuzluk dolu geçişte iyi bir eşlikçi, girişteki dize ise Müldür'ün Eskil Bir Aşk Öyküsü şiirinden. )
Nerelerdeydin dersen buradaydım sevgili blog okuru, insan bazen sessizlik ihtiyacı duyuyor, küçük bir kafa tatili yaptım. Ha, yaptım yapmasına da dinlendiğimi sanmayın, blogdan uzak durdum sadece, aslında senenin en yoğun dönemini yaşıyoruz, kitap fuarı için geri sayım başladı, önümüzdeki senenin programı düzenleniyor, kitap seçimleri yapılıyor - yoğunluk had safhada. Üstelik bu ay bir değil, iki kitapla ve bir değil, iki İskoç yazarla karşınızda olacağız, sevincimiz büyük.
Önce, çağdaş edebiyatın mühim metinlerinden biri olan Muriel Spark imzalı Bayan Jean Brodie'nin Baharı, Püren Özgören'in şahane çevirisiyle, ardından ise Irvine Welsh'in -Kıvanç Güney'in özgün ve kıvrak bir dille aktardığı- romanı Porno gelecek. Tüyap'ta blog takipçilerimiz için bazı güzellikler olacak, ayrıca müjdeli duyurular kapıda. Güncel haberler için, bizi takip etmeye devam edin!
Bayan Jean Brodie'nin Baharı, gündeş edebiyat odaklı çizgimizde yer alan ağır toplardan biri; 1961 yılında yayımlanmış, zamanda ileri-geri sıçrayarak yapılandırılmış anlatım tekniğiyle çığır açmış, bir tuhaf roman. Püren Özgören'in soluğuyla şu kasvetli kasım günlerinde bambaşka bir döneme, bambaşka açılardan göz atmak için birebir.
Porno, Muriel Spark'ın bu klasik metni yanında daha deli dolu kaçıyor elbette; Trainspotting'in devamı niteliğindeki metin, 90'lı yılların parti ve kayboluş ortamlarında bıraktığımız karakterlerin 2000'lerin cilalı imaj çağına uygun biçimde dönüşümlerini son derece ironik ve eğlenceli bir bakışla ortaya koyuyor. Kendi vitrinlerinin yansımalarıyla yaşananlar, -mış gibi yaparak göz boyama derdine düşenler, vs. Etrafınıza bir bakın, sayıca bu kadar çok olduklarına inanamayacaksınız... Şairlerin dediği gibi kolpa malzemeden yontulmuş putlardan, naylon adamlarla kadınlardan geçilmiyor ortalık, bizden söylemesi. Porno, bu başı bozuk, tuhaf zamanlarda yaşama uğraşının parodisini, son derece zekice ve esprili bir dille sunuyor.
(Yazıya Lale Müldür'den bir dizeyle girdim - sahaf festivalinde 'Anne Ben Barbar mıyım?'ın eski bir baskısını buldum da karanlık kasım akşamlarını Müldür'ün morlarıyla renklendiriyorum bu ara, kapaktaki düz yazılar ibaresini güz yazıları diye algılamam da cabası... Kapatırken Animal Triste'den bir alıntı yaparak sıçrayışla bitireyim hareketi: "... ölümcül bir şok ya da ömür boyu sürecek bir travma ancak bayılmakla önlenebilir. Unutmak ruhun bayılmasıdır." Ne diyorduk? İyi haftalar! Görselde, siyam olmasa da kedi, en hasından hem de, üstelik içinde yattığı vitrini hiç mi hiç umursamıyor. Animal Triste alıntısı Monika Maron imzalı romana ait; yayınevi: Alef, çeviren: Mustafa Tüzel. Anne Ben Barbar mıyım yaz ile kış arasındaki huzursuzluk dolu geçişte iyi bir eşlikçi, girişteki dize ise Müldür'ün Eskil Bir Aşk Öyküsü şiirinden. )
TÜYAP, birçok başka fuara ev sahipliği yapsa da hep kitabı çağrıştırdığı için sevimli gelmiştir bana. Gelin görün ki arada aşılamayan mesafeler, tembellik, başka şeyler, ya da bunların hepsi bir koca bir engel oldu, biz hep TÜYAP'ı uzaktan sevdik. Gitmesek de, yazar söyleşilerine, konferanslara,imza günlerine katılamasak da, iç geçirerek fuar programını uzun uzun okuduğumuz oldu.Bir gün oraya gideceğimiz umudunu hep taşıdık. Şu halde uzaklarda olduğu için fuar programını ancak gazetelerin kitap eklerinden (bkz. Kitap Zamanı) hayıflanarak takip eden blog okurlarınız için de küçük sürprizleriniz olacak mı?
YanıtlaSilTüyap'a gelen ve gelemeyen tüm okurlar için kimi güzellikler düşüneceğiz, elimizden geldiğince, bakalım.
SilSevgili Siren Yayınları, ne zaman yerli yazarlarla çalışmaya başlayacaksınız, ah ne zaman?
YanıtlaSilŞimdilik sıkı bir takiple, beğeni ile izlediğimiz yazarlarla yetiniyoruz, ama, ah, evet, onun da zamanı gelecek.
SilŞahane çevirileriniz için teşekkür ederim. Her ay acaba bizi hangi güzellikle tanıştıracaksınız diye bekliyorum. Bir de 2012 takviminize göre soruyorum, Talep, Swamplandia, Harikalar Diyarında Işıklar Söndü?
YanıtlaSilHepsi ve daha fazlası! Talep, Swamplandia ve Harikalar Diyarı, 2013'ün ilk yarısında raflarda olacak yayın programındaki son düzenlemelere göre. Daha nice güzellikler mevcut üstelik :)
SilMerhaba,
YanıtlaSilDavid Foster Wallace'ın çevirileri çıktığında Infinite Jest'in de programınızda olduğunu söylemiştiniz. Sonrasında bir gelişme olmadı. Bu seneki yayın programınızda var mı? Ya da ne zaman? Bilgi verebilir misiniz? Şimdiden teşekkürler.
Duyurunun ardından pek çok gelişme yaşandı, ancak bu detayları paylaşmam uygun olmayacaktır. Son durum itibariyle Wallace'ın Infinite Jest'inin Türkçe yayın hakları, bir başka yayınevi tarafından satın alındı, dolayısıyla bu kitap artık bizim programımızda yer almıyor.
YanıtlaSil