Felekten bir gece çalmak, uzun zamandır altında bulunduğu yoğun baskıya küçük bir ara vermek Tim’e iyi gelmişti. Bazen sanki tek yaptığı endişelenmekmiş gibi geliyordu. Abby, Carrie, Allison, futbol takımı, Kilise, konut piyasası ve şimdi de Ruth... Son zamanlarda ne yana dönse herşeyi berbat ettiğini, düzeltmeye çalıştıkça işleri daha kötü hale soktuğunu ve insanları kızdırdığını söyleyen birinin nefesini sürekli ensesinde hissediyordu. Belli bir yere kadar yanlış yolda olduğunun farkındaydı –bunu inkar etmeye niyeti yoktu– fakat nerede yanlış yaptığını ya da işleri nasıl yoluna sokabileceğini her zaman doğru hesaplayamıyordu. O eski plak çalıyordu yine ve Tim yine eski Tim olmuştu: iyi niyetler kötü sonuçlar doğuruyordu. Hayatı hakkında gerçekten merak ettiği tek şey ilerleyen günlerde işlerin daha ne kadar kötüye gideceğiydi.
(Tom Perrotta, Yatak Odası Dersleri. Çevirenler: Banu Irmak, Hakan Toker. Perrotta, Yatak Odası Dersleri'nde bir Amerikan kasabasının dinamikleri çerçevesinde ülkesindeki “kültür” savaşlarını anlatıyor. Bir tarafta bir cinsel eğitim öğretmeni, diğer tarafta çeşitli badireler atlattıktan sonra dine dönen bir adam ve kasabayı etkisi altına alan yeni bir dini oluşum. Perrotta'nın bu senenin en iddialı kitapları arasına girme konusunda "iddialı" yeni romanı The Leftovers, taze taze mutfağımızda, önümüzdeki sene içinde yayımlanacak. Görsel, Ida Applebroog işlerinden biri.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder