Belki siyaseten, evet, ülkeler hatırlamalıdır, dünya hatırlamalıdır. Fakat bireysel olarak acı çekenler değil. Bırakın acı çekenler kaçsın acıdan. Herhangi bir kedere düşmeden ölme olasılıkları yüksek çünkü. Kendimden örnek vereyim: diyelim ki Rema kaybolmuş değil de ölmüş olsun, eh, bu tarz çözümsüz bir durumun yaratacağı acı yüzünden kendimi parçalamazdım. Çözülemeyen gizemler sükûnet içinde, ya da buna benzer bir şeyle zamana bırakılmalı. Rema ölmüş olsa onu düşünüp durmazdım – ya da en azından kendime bunu telkin ederdim. Şu an yüzleştiğim durum yani Rema’nın yokluğu, idrak edilemezliğin sınırında duruyor, ama aslında idrak edilemez bir şey değil. Çözüm umudundan tamamen yoksun da değil. İşte bu yüzden bu konuda düşünme izni veriyorum kendime, çünkü umut var.
Pasaj Joshua Ferris ve Jonathan Safran Foer'le beraber New Yorker'ın geleceğin yazarları listesinde yer alan Rivka Galchen'den geldi; Hira Doğrul çevirisiyle Galchen romanı Atmosferik Rahatsızlıklar, bilinmeyen değil ama ender rastlanan bir rahatsızlıktan mustarip bir adamın sancılı arayışını konu alıyor. Eğer adı varsa sorunun, umut da yaşıyor kişi ile. Yaşam sürdükçe.
23 Aralık'tan itibaren Frida Kahlo ve Diego Rivera sergisi, Pera Müzesi'nde; acıdan bahsedip Kahlo'yu atlamak olmaz.
Bulunacak vakit, hem öldürmek, hem yaratmak için (...) Vakit senin için de benim için de, hâlâ daha hâlâ vakit kararsızlıklar için, bin bir karar, bin bir pişmanlık için, kızarmış ekmekle çay ikramından önce.*
(*Alfred J. Prufrock'ın Aşk Şarkısı - T.S Eliot.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder