"Hayatı, hayatımı, utançları, ufak rastlantıları, yatak başuçlarındaki çalar saatlerin gölgelerini düşündüm. Küçük zaferlerimi ve mahvedilişini gördüğüm her şeyi düşündüm... Sevinci tatmış ama yeterince tatmamıştım. Yeterince sevinç mümkün müydü? Istırabın bitişi onu gayrımeşru kılar ve bu yüzden ıstırabın sonu yoktur. Ne berbat bir karmaşayım, diye düşündüm, ne aptalım, ne aptal ve kıt, ne değersiz, ne yoksun ve acınası, ne umarsız. Evcil hayvanlarımın hiçbiri kendi adını bile bilmez, ne biçim biriyim ben? Parmağımı pikap iğnesi gibi kaldırdım, sayfaları geriye doğru teker teker taradım:
İmdat."
"Hayatımı daha az duygulanmayı öğrenmeye harcadım.
Her gün daha az duygulandım.
Büyümek midir bu? Yoksa daha beter bir şey mi?
Kendini mutluluktan korumadan mutsuzluktan koruyamazsın."
"Dokundum ona. Ona dokunmak benim için çok önemliydi. Uğruna yaşadığım bir şeydi. Nedenini hiç açıklayamadım. Küçük, hiç dokunuşlar. Omzundaki parmaklarım. Otobüste sıkışınca birbirine değen bacaklarımız. Açıklayamazdım ama ihtiyaç duyardım. Bazen bütün minik dokunuşlarımızı birbirine diktiğimi hayal ederdim. Kaç parmak dokunuşu bir sevişme eder? İnsan neden sevişir ki?"
Aşırı Gürültülü ve İnanılmaz Yakın, Jonathan Safran Foer. (Çeviren: Algan Sezgintüredi)
Jonathan Safran Foer'den Her Şey Aydınlandı, çok yakında!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder