Aşırı Gürültülü ve İnanılmaz Yakın'ın ardından Jonathan Safran Foer şimdi de Her Şey Aydınlandı ile, yine Algan Sezgintüredi çevirisiyle Türkçede. Her Şey Aydınladı'yı Gogol Bordello'nun müziklerini yaptığı filmden anımsarsınız. Çoğu edebiyat uyarlaması gibi kitabı hakkıyla yansıtmayan film bir yana; Foer'in ilk ve en önemli romanı olan Her Şey Aydınlandı bu genç yazarın zaman, mekan ve hafıza üçgeninde şaşırtıcı manevralar yaptığı ve aşırı hüznü, inanılmaz mizahıyla okuru allak bullak eden bir yapıt. Hazırlama aşamasında tüylerimizin diken diken olduğunu, ara ara gözlerimizin dolduğunu ve metnin üzerinde çalıştığımız çoğu zaman gülümsediğimizi de eklemeli. İnsanlık tecrübesini, sözün tükenmeye ve tüketilmeye iyice yaklaştığı bir çağda böylesine çarpıcı bir biçimde dillendiren Foer'i ve Her Şey Aydınlandı'yı bekleyin!
Tekrarlayan Rüyalar Kitabı'nı, Alex'in bozuk anlatımını ve karakterler arasına örülü o inanılmaz yakın ağları kolay kolay aklınızdan çıkartamayacaksınız.
Tam adım, Alexander Perchov. Ama tüm arkadaşlarım bana Alex der çünkü bu, tam adımın söylemesi daha kısa halidir. Annem bana ‘Alexi-delirtme-beni!’ der çünkü hep delirtirim onu. Onu neden delirttiğimi merak ediyorsanız söyleyeyim: çünkü sürekli arkadaşlarımla bir yerlerdeyimdir ve feci nakit saçıyorumdur ve bir anneyi delirtecek daha bir sürü şey yapıyorumdur. Babam, yazın bile kafamdan çıkarmadığım kürk yüzünden bana Şapka derdi. Bunu kesti çünkü ona, bana böyle demeyi kesmesini emrettim. Kulağıma çocukça geliyordu ve ben kendimi daima çok iktidarlı ve üretken bir erkek gibi görmüşümdür. Çok, çok kızım var benim, inanın ve hepsi beni başka isimle çağırır. Bir tanesi bana Bebeğim der; bebek olduğumdan değil, bana baktığı için. Bir diğeri bana Gece Boyu der.
Neden böyle diyor, söyleyeyim mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder