15 Eylül 2015 Salı

Dev!

Sizler belki de tatildeyken tatil nedir bilmeyen bizler, yirmi yıl boyunca tatile çıkmamış bir yazarın, dünya tam da İkinci Dünya Savaşı'nın eşiğindeyken çıktığı Yunanistan seyahatini konu alan bir kitap hazırladık: Henry Miller'dan Marousi'nin DeviYunanistan’ın yaşlı ve yoksul topraklarında aydınlanmaya varan bir yolculuğun, dünya sancısıyla çıkılan bir arayışın hikâyesi. Öyle bir arayış ki bu, yazarı Fransa’dan dostu Lawrence Durrell’in yaşadığı Korfu adasına getiriyor ve kana susamış bir dünya manzarasını gözler önüne seriyor. Öyle bir arayış ki, Henry Miller’ın kendi ışığını bulmasını ve geleceğe bakmasını sağlıyor... Öyle bir arayış ki, zenginliğin dünyevi değil, manevi ve ebedi olduğu bir dünyaya varıyor. 

‘İnsan neyle yaşar?’ diye soruyor Henry Miller Marousi’nin Devi’nde... Kanla mı, terle mi, yıllar yılı didinip edindiği servet ile mi yoksa barış, huzur ve doyum ile mi? İnsan bunca savaşın, bunca şiddetin ortasında nasıl yaşar? Şarap ile mi, şiir ile mi, doğa ile mi yoksa para ile mi? Marousi’nin Devi, medeniyetin insan ruhuna açtığı yaraların nasıl iyileştiğini, Miller’ın insanlığa olan inancının nasıl pekiştiğini anlatıyor ve kadim uygarlıkların kalıntılarının kıyısında Batı medeniyetine belki de en sert eleştirilerini yöneltiyor.

Avi Pardo'nun Türkçesiyle, şimdi raflarda.

(Görselde, Miller'ın yaptığı bir Yunanistan resmi: A La Durrell.)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder