21 Eylül 2015 Pazartesi

Değişim


Küçük gemimiz çarpıntılar içinde İtalya'nın topuğundan ayrılıp alacakaranlık denize açıldı; boğucu kabinlerimizde uyurken, ay ışığıyla yıkanmış sularda bir yerde, o görünmez sınır çizgisini geçerek Yunanistan'ın parlak, ayna gibi dünyasına girdik. Değişim duygusu ağır ağır üstümüze çöktü, şafakta huzursuzca uyanıp güverteye çıktık. *

Dünya nasıl kararıyorsa, insanlar da kimi zaman kararır - gelgelelim ışık, gözün görmesi için şarttır. Yine de insanlar, tıpkı üzerinde yaşadıkları dünya gibi kimi zaman ışıktan yoksun, kimi zaman da kör kalır. Kendi geçmişinden yola çıkarak kaleme aldığı Yengeç Dönencesi ve Oğlak Dönencesi adlı metinlerinde Henry Miller, çağa özgü körlüklerden, en çok da Batı'nın medeniyet diye paketleyip sunduğu alçaklıklar toplamından bahseder. Göklere uzanacağı yerde sığ alanlarda dolanan insanların icat ettiği savaşları, dayattığı ruh ezici çalışma düzenini, maddiyata odaklı başarı anlayışını yerden yere vurur, öyle ki, Yengeç Dönencesi'ni insanlığa karşı bir hakaret olarak niteler... Karın gurultuları eşliğinde, beş parasız yaşamayı ve bu yaşamdan hunharca tat almayı, bireylerden sürüler yaratan çarklara karşı en güçlü silahı olarak görür. İnsanları açlığa mahkum etmiş ve onları sadece paraya tamah ettiren bir dünyaya inat Miller aşkla, şarapla, müzikle, edebiyatla beslenir. Ve sonra, dostu Lawrence Durrell'den gelen daveti kabul ederek Yunanistan'a ayak bastığında, onu çevreleyen karanlıktan sıyrılarak parlak, ayna gibi bir aleme adım atar.

Marousi'nin Devi, Miller'ın aydınlanmasının ve insanlıkla barış yapmasının, umudunu yeninden kazanmasının öyküsü esasen. Yer yer, bahsettiği coğrafya gibi ayrışık ve dağınık, zaman zaman coşkulu ve esrik. Miller geçmiş medeniyetlerin kalıntılarının arasında gezerken çağı ve çağdaşlarıyla hesaplaşıyor ve bugün, bu devirde nasıl yaşanacağını, ruhen körelmemek için nasıl yaşamak gerektiğini anlatıyor. Olanca basitliği ve destansılığı ile, bir devin huzurunda, her bireyin içindeki devleşme potansiyelini bu parlak, ayna gibi, yalın ve basit dünyada keşfediyor.

Ve evet, Marousi'nin Devi kendi ışığıyla kalben devleşen insanı, kalpsiz sürülerin karşısına dikiyor.

(Alıntı: Gerard Durrell, Büyülü Ada. Çeviren: Ayşen Anadol. Görselde Tanrıların Tanrısı Zeus Tapınağı kalıntıları, Atina.)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder