Binlerce kişi, geçtiğimiz hafta, Yayoi Kusama'nın David Zwirner Galerisi'ndeki sergisinde yer alan Aynalı Oda'da kırk beş saniyeliğine bulunmak için dört ila sekiz saat beklemiş, uzay deneyimi yaşattığı iddia edilen ortamda -aynalar yardımıyla çoğalan- kendi fotoğrafını çekmiş ve sosyal medya aracılığıyla paylaşmış, bir tür çılgınlık yaşanmış.
Yılın kelimesi 'selfie' seçilmişti ya; kendince, kendini yinelediğince, hep kendine...
Daha evvel paylaşmıştık, öyleyse şimdi yineleme vakti:
Birkaç gün sonra Murray bana, Amerika'nın en çok fotoğrafı çekilen ahırı diye bilinen ve çok turist çeken bir yeri sordu. Taşrada otuz beş kilometre yol alıp Farmington civarlarına gittik. Otlaklar ve elma bahçeleri vardı. Birbiri ardına sıralanan tarlaların arasında beyaz çitler uzanıyordu. Kısa süre sonra tabelalar göze çarpmaya başladı. AMERİKA'NIN EN ÇOK FOTOĞRAFI ÇEKİLEN AHIRI. Söz konusu mahale ulaşana kadar beş tabela saydık. Geçici otoparkta kırk araba ve bir tur otobüsü vardı. Bir keçi yolundan yürüyüp seyir ve fotoğraf çekimi için ayrılmış ve hafifçe yükseltilmiş yere çıktık. Herkesin elinde fotoğraf makineleri vardı; bazılarında üç ayaklı sehpalar, teleobjektifler, filtre takımları. Bir adam barakasının içinde kartpostallar ve slaytlar satıyordu-ahırın o yükseltilmiş noktadan alınmış resimlerini. Bir ağaç topluluğunun kenarında dikilip fotoğrafçıları izledik. Murray arada bir küçük bir deftere birtakım notlar karalayarak bir türlü bozulmayan sessizliği korudu.
"Kimsenin ahırı gördüğü yok," dedi sonunda.
Uzun bir sessizlik daha oldu.
"Ahırın yolunu gösteren tabelaları bir kere gördükten sonra ahırı görmek imkansızlaşıyor."*
Aynadaki ne? Acayipliklerle dolu bir dünyada, bazen görmek yetmiyor; hayat, yine süregidiyor; kendince, kendini yinelediğince, hep kendine...
İyi haftalar.
(*Beyaz Gürültü, Don DeLillo. Dost Kitabevi Yayınları; çeviren: Handan Balkara. )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder