Ufak bir aradan sonra yeniden buradayım sevgili okur, ya sen neredesin? Bahar tüm şahaneliğiyle yaza kavuşur, günler sanki milim milim uzarken zaman da hızlanmış gibi biraz, hızlandıkça eksilen bir ritimle.
Lafı dolandırmadan, burada daha önce bahsettiğimiz Papini'yle başlayayım söze, Papini, Gog'da yeni heykeltıraşlık diye bir hadiseden bahsediyor; bahis şu minvalde: onu atölyesine davet eden bir heykeltıraş, yeni bir heykeltıraşlık faaliyeti içinde olduğunu söyler ve eserini gösterir; yanmakta olan hamurun tüten dumanına bir kürekle müdahale ederek şekiller oluşturmakta ve izleyen Papini'yi gördüklerini hafızasına kazımaya, has sanatın tam da böyle, firari nitelikte olduğunu belirtmektedir. Madem ki taş heykeller bile bir gün yok olacaktır, bu bir dakikalık duman heykelleri anlık tabiatları ile onlardan daha üstün, daha biricik sayılmalıdır iddiasında bulunur yeni heykeltıraş. Şöyle kapar hikayeyi Papini: "Otele dönerken, kendi kendime, yeni heykeltıraşlığın zengin sanat dostları için büyük bir yararı olduğunu düşünüyordum: Madem ki onu saklamak ve nakletmek mümkün değildir, satın almanın imkanı yoktur."
Henry Miller'ın söyleşilerinden birinden bir not, bir de soru işareti düşmüşüm defterime, insan varlığının çelişkiye dayandığını söylemiş o da...
Çelişki bir kenara, kısa ömürlü şeylerden bahsettik madem, Elif Şafak'lı kredi kartı reklamına değinmeden geçmeyelim, gördünüz mü bilmiyorum; içerik kabaca şöyle, hem Türkçe hem İngilizce kitap yazılabilir diyen Şafak'a yakınları yüksekten uçtuğunu söylemişler ama o, 'bu hayalini gerçekleştirmiş, bunun mümkün olduğunu göstermiş'... Reklamda sanırım Şafak hakkında 'kimsenin uçamadığı kadar uçuyor' gibi bir slogan geçiyordu, her neyse, sonuçta esas konu bedava mil kazanmanızı sağlayan bir kredi kartı, onu belirtmek gerek, gerisi teferruat aslında... Bizim esas konumuz kitaplar elbet ama arada bahis hayata da kayıyor - ister istemez, kaçış yok; fakat görüş alanı genişledikçe içerik daralıyor mu ne? Çelişkiyle başlamıştık yine çelişkiye döndük işte; tekrara bağlamadan yazıyı bağlayalım o halde.
İyi haftalar!
(Görsel: Ann Hamilton. Alıntı: Gog, Giovanni Papini, Çeviren: Fikret Adil. İş Bankası Kültür Yayınları.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder