25 Mayıs 2016 Çarşamba

Semt







Herkesin bir muhiti, bir semti vardır sanıyorum, kendini oralı saydığı, uzaklaşsa da ruhen kopamadığı... Pek çok farklı adreste ikamet etmiş olan blog yazarınızın mesela, oturmuş olsa bile yaşadım diyemeyeceği semtler olduğu gibi, hiç oturmamış olmasına rağmen yaşadığı semtler vardır. Beyoğlu, bu ikinci grupta birincidir; kahır çekmiş, çekilen nice kahırlara usul usul eşlik etmiştir. Burası kaçak çatılara bakarken betonun içinde bitip yanlamasına göğe uzanan çimenleri görerek gülümsemektir, kişisel tarihçeni o mekanın köşesinden bu mekanın kıyısına çizebilmektir, her gün geçtiğin sokaktaki kargacık burgacık duvar yazısını ilk defa okumak, günışığının hangi mevsimde nereye düşeceğini kestirmektir. Beyoğlu, her şeyiyle ve her şeye rağmen yaşayan, soluk alan ve meydan okuyan bir semttir; AVM de kondursalar, dört bir yanı dönerciyle, hamburgerciyle de doldursalar özündeki çeşitliliği bastırmak kolay değildir; o, bizim bir tanemizdir.

Neyse, eğer İstanbul'daysanız, önümüzdeki birkaç gün boyunca BeyoğluFest kapsamında pek çok etkinlik var ve Siren de Beyoğlu odaklı bu dayanışmaya destek veriyor. Festival biletinizle bize uğrayacak olursanız kitaplarımızı birkaç günlüğüne yüzde otuzluk özel fuar indirimimizle temin edebilirsiniz, haber vermiş olalım.

Görselde, birtakım Beyoğlu enstantaneleri...

Bekleriz!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder