4 Mayıs 2016 Çarşamba

Sapma II


Herkesin yaşamında potansiyel olarak gerçek dışılık bulunur ama genel eğilim onu bastırmaya yöneliktir. Gerçek dışı dünyalara açılan kapılar oradadır, ama yanlarından geçip gideriz. New York'tayken bir apartmanda yaşıyordum, binanın sahibi olan adamla sohbet edecek oldum. O da İsrailliymiş. Bana, "Biliyor musun, ben de sanatçı sayılırım. Korno çalıyorum. Eğer bodrum katındaki korno dinletim sırasında yanımda oturup öykülerini okursan seni binadaki en iyi daireye aldırabilirim," dedi. Ben de, "Tabii," dedim. O gece, bina görevlisi üzerine GÜVENLİK yazan bir t-shirt geçirdi ve bodrumun girişinde durup seksen kişiye bilet kesti. Ben, korno çalan adamla oturup öykülerimi okudum. Bina sahibi meğer kornonun Miles Davis'iymiş ve o gece, hayatımdaki en etkileyici olayların arasında şimdi. İki gün önceydi. Cumartesi gecesi. Jonathan Franzen'a biri gelip de, ben korno çalarken sen de yazdıklarını oku, oku ki daha iyi bir daireye geçmeni sağlayayım, deseydi ne yapardı bilmiyorum. Sanırım yaşadğı daireden memnun olduğunu söylerdi. Buna harcayacağı vakti yazıya ayırır ve bina görevlisi kendine güvenlik süsü verdiği sırada bodrumda birtakım tuhaf işler çevirmekten kaçınırdı. 

(Etgar Keret'in gerçeklikle imtihanı. Bu ayki Ot dergisinde Keret'in pek güzel bir öyküsü yer alıyor, takipteyseniz kaçırmayın. Görsel, Londra; dur işaretindeki sapma, Clet Abraham imzalı. Domuzu Kırmak, kitap satması gereken her yerde...)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder